Doğu Yakası'nda ışığın az olduğu konusundaki yanlış inanış üzerine uzun uzun konuşması ihtiyaçtan değildi anlayacağınız. | Open Subtitles | مع الستائر المسرحية التي على الحائط من أجل المُناقشاتِ الطويلةِ بخصوص التقليل من شأن جودات الإضاءة على الساحل الشرقي. |
Birleşik Devletlerin Doğu yakasında nükleer bir patlama oldu. | Open Subtitles | كان هناك حدث نووي كبير على الساحل الشرقي للولايات المتّحدة |
Liman Festivaline. Doğu sahilinin en muhteşem havai fişek gösterilerine. | Open Subtitles | هاربورفست - أكبر عرض للألعاب النارية على الساحل الشرقي - |
Şu savaş başladığından beri her çeşit uyuşturucu için Doğu yakasındaki tüm saygın hastaneler ve ilaç firmalarıyla pazarlık yapıyorum. | Open Subtitles | منذ بدء هذه الحرب كان هنالك مساومات على كل انواع المخدرات من كل مستشفى محترمة وشركات الادوية على الساحل الشرقي. |
Doğu Kıyısı'ndaki tüm büyük şehirler sessizliğe bürünmüş durumda. | Open Subtitles | كُلّ المُدن الرئيسية على الساحل الشرقي صامته. |
Doğu Yakası'nın en büyük esrarkeşi olabilir. | Open Subtitles | قد يكون من افضل الأعشاب على الساحل الشرقي. |
Doğu Yakası'nda ayağını sağlam basacağın bir yer olacak, işin içinde olacaksın. | Open Subtitles | ستسيطر على الساحل الشرقي ..ليس عن طريق المراهنة ستدخل بالطريقة الصحيحة |
Ailemin Doğu yakasında yaşadığını söylemiştim diye hatırlıyorum. | Open Subtitles | تعلمين، قد أكون أخبرتك، أن لدي عائلة على الساحل الشرقي. عدة مرات. |
Doğu yakasında kalmak istedi. | Open Subtitles | أرادت البقاء على الساحل الشرقي |
Şu anda Doğu sahilinin en büyük raf malzemesi satıcısı. | Open Subtitles | الأن هو الممول الرئيسي للرفوف على الساحل الشرقي |
Doğu yakasındaki bütün deniz ve donanma üslerinde aranıyor. | Open Subtitles | سأضع أجهزة إستشعار متنقلة في كل قاعدة بحرية على الساحل الشرقي |
Bu platform, Doğu Kıyısı'ndaki diğer platformlarla karşılaştırıldığında 60 kişilik ekiple üretim yapıyor. | Open Subtitles | هذه المنصة تنتج جزءاً من النفط مقارنة بما لدينا من وحدات أخرى على الساحل الشرقي ، |
Ve nasıl oldu da şanslı bir gelincik sahibi Batı Sahili'nin en büyük köpek maması üreticisi oldu? | Open Subtitles | و كيف يمكن لرجل مثل هذا أن يمتلك أكبر منتج للكلاب على الساحل الشرقي. |
ilkokulu East Coast'ta okudun. | Open Subtitles | لقد كنتِ تلميذة بالمدرسة الإعداديّة على الساحل الشرقي. |
Doğu Yakası'ndaki uyuşturucu tacirlerinden alınan araçları getirdiğimiz yer. | Open Subtitles | هذا هو المكان حيث نحتفظ بكل مركبة تمت مصادرتها من تجار المخدرات على الساحل الشرقي |
doğu kıyısında öğrenim görmen gerekmiyor mu? | Open Subtitles | ألا يجب أن تذهب إلى كلية على الساحل الشرقي ؟ |
Seyahatte olmadığım zamanlar Kuzey Amerika'nın doğu sahilinde yaşıyorum. | TED | أنا أقطن على الساحل الشرقي لأمريكا الشمالية عندما لا أكون مسافرا، |
Evet, bugün Doğu Kıyısı'nda... hiç fıskiye sistemi olmadığını öğrendim. | Open Subtitles | حسناً ، إكتشفت اليوم بأنه ليس هناك أي أنظمة رش على الساحل الشرقي |
Bence artık doğu kıyılarındaki cennetlere ayak basma vakti geldi. | Open Subtitles | إذاً نحن مستعدين للتوجه إلى تلك الجنة على الساحل الشرقي |
Doğu Sahili'ndeki federal hedeflerle başlayın ve batıya doğru devam edin. | Open Subtitles | فلتبدأ بالأهداف الفيدرالية على الساحل الشرقي وتحرك نحو الغرب |
doğu sahilindeki patlamalar 200 megaton nükleer bombaya eşitti. | Open Subtitles | الانفجارات على الساحل الشرقي كانت تساوي ل 200 ميغاطن من الرؤوس النووية |