ويكيبيديا

    "على الغداء" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • Yemek için
        
    • Öğle yemeği için
        
    • Yemekte
        
    • öğle yemeğine
        
    • öğlen yemeğinde
        
    • yemeğe
        
    • akşam yemeğine
        
    • öğlen yemeğine
        
    • Öğleyin
        
    • öğle yemeği
        
    • öğle yemeğinde
        
    Dışarıya çıkıyorum, ama yemeğe yetişirim. Yemek için iki kişilik yer hazırla. Open Subtitles سأغادر , ولكنني سأعود للغداء , سيكون على الغداء شخصان
    Yemek için bizimle buluşacaktı. Gecikeceğim diye telefon etti. Open Subtitles كان مفترضا أن يقابلنا على الغداء ثم اتصل و أخبرني انه سيتأخر
    Kendin giyebilmen daha iyi. Öğle yemeği için jöle ister misin? Open Subtitles هذا شعور أفضل هل تريد المزيد من اللبن على الغداء ؟
    Birileri Öğle yemeği için turşu Yemekte ısrar edince, görev biraz gecikti. Open Subtitles ولكن شخص ما أكل مخلل الملفوف على الغداء وهو يخرجني عن طوري
    Jonathan'a Yemekte sizi rahatsız etmek istemediğimi söyledim, ama ısrar etti. Open Subtitles لقد أخبرت جوناثان أنني لا أريد إزعاجكم على الغداء لكنه أصر
    Bunu öğle yemeğinde konuşuruz. Ailemle beraber öğle yemeğine davetlisin. Open Subtitles سنتحدث عنها على الغداء أنت مدعو على الغداء مع عائلتي
    Senin gideceğin yerde değil... ama öğlen yemeğinde beni bulabilirsin. Open Subtitles ليس حيث ستكون ولكن ربما نتقابل على الغداء
    Sırf Yemek için milyon dolarlık kararlar veriyorum. Open Subtitles أنظر, أنا أضع قرارات تكلف ملايين الدولارات على الغداء
    Yemek için teşekkürler çocuklar. Open Subtitles سأجلب الحساب ياإلهي شكراً على الغداء ياشباب
    Yemek için sağ ol. Fikrin için üzüldüm. Open Subtitles شكراً على الغداء وآسفه على نسختك الكتابية
    Oğlum, yarın Yemek için buluşalım. Open Subtitles عزيزي, اعمل شي واحد قابلني غدا على الغداء في النادي
    Ben Öğle yemeği için bile ne sipariş edeceğimi bilemiyorum. Open Subtitles أنا بالكاد أعرف ما أريد أن أطلبه على الغداء ؟
    Öğle yemeği için kleptomanlar ağzınızdaki yemeği çalarlar. Open Subtitles مصـابون بداء السّرقة على الغداء سيسرقون الغذاء قبل وضعـه في فمّكِ
    Ama biz bir aile olduğumuz için birimiz Öğle yemeği için sıraya girmezse kimse öğle yemeği yiyemez. Open Subtitles ولكن لأننا عائلة اذا تخلف أحدنا ولم يصطف معنا للذهاب للمطعم فلا أحد منا بإستطاعته أن يحصل على الغداء
    Onlarla bugün Öğle yemeği için buluşamaz mısın? Open Subtitles لايمكنكِ فقد مثلاً لقائهم على الغداء اليوم.
    Bir düşünsene, Yemekte insanların olması yerine insanlarla yemeğe gidiyoruz. Open Subtitles فكّري في هذا بشر على الغداء بدلا من بشر كغداء
    Bugün hiçbir şeye zamanım olmadı. Bugün Yemekte ne yedim biliyor musun? Open Subtitles لم أحظى بلحظة لفعل أيّ شيء أتعرف ماذا تناولت على الغداء اليوم؟
    Ben daha çok, seni öğle yemeğine götürmek gibi şeylerden bahsediyordum. Open Subtitles لقد كنت أفكر أكثر في أن أحضر لك شيئاً على الغداء
    öğle yemeğine kalmalısınız beyler. Open Subtitles ولكن بالطبع عليكم أن تبقوا على الغداء يا سادة
    öğlen yemeğinde biraz içtim de. - Maliyet raporları geldi mi? Open Subtitles تناولت كأساً على الغداء هل وصلت تقارير الكلفة تلك؟
    Pazar günleri birlikte Sausalito'da yemeğe çıkan galeri sahipleriyle eleştirmenlerin oluşturduğu gizli bir topluluk neyin "havalı" olduğuna karar veriyor. Open Subtitles هناك مجتمع سري مكون من مالكي المعارض و النقاد يجتمعون على الغداء كل يوم أحد ليقرروا ما هو الفن الجميل
    On yıl önce, evinize akşam yemeğine geldiğim gece... Open Subtitles قبل عشر سنوات عندما أتيت لبيتكم على الغداء
    Bekle, bekle, bekle, düşünüyorum da, neden öğlen yemeğine gelmiyorsunuz Open Subtitles إنتظر ، إنتظر ما كنت أفكر به هو لمَ لا تأتي على الغداء
    Şimdi Jennifer'ı arayıp... Öğleyin ne yediğinizi söylemesini iste. Open Subtitles أريدك ان تتصلي بجنيفر ,و أريد منكي ان تخبريها لتقول لكي ماذا أكلتي على الغداء
    Senin gibileri kahvaltı ve bazen de öğle yemeği niyetine yer. Open Subtitles إنه يأكل الشباب أمثالك على الإفطار و بعض الأحيان على الغداء

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد