ويكيبيديا

    "على الكرسي" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • koltuğa
        
    • sandalyeye
        
    • koltukta
        
    • Sandalyede
        
    • Sandalyeden
        
    • sandalyenin üstünde
        
    • bankta
        
    • Sandalyedeki
        
    • Sandalyenin üzerinde
        
    Sonra koltuğa oturup aynı onun yaptığı gibi... ..bahçeyi seyrettim. Open Subtitles ثم جلست على الكرسي لأرى ما صنعت يداي من خلال عينيها
    Evet, Shelley süzülerek ofise gelmiş ve kendini bir koltuğa atmış. Open Subtitles شيلي تأتي بتثاقل إلى المكتب تجلس على الكرسي
    Sonra katil geri gelmiş. sandalyeye oturtmuş ve 14 defa bıçaklamış. Open Subtitles ــ ثم القاتل عاد مجدداً ــ و وضع الجثة على الكرسي
    Karşı koltukta birisinin burnu kanamış olmalı. Open Subtitles يبدو أن أنف شخص ما قد نزف على الكرسي المقابل.
    Git Sandalyede otur. Sol gözünü bununla kapat ve buraya bak. Open Subtitles إجلسي على الكرسي ، غطي عينك اليسرى بهذا و إنظري هنا
    Söz. Bu Sandalyeden kalkmayacağım. Bu branç neden bu kadar önemli? Open Subtitles سأبقى جالسا على الكرسي لم الغداء مهم لهذه الدرجة ؟
    Evet, ama olay şu ki, tekerlekli sandalyenin üstünde bir isim vardı. Open Subtitles لقد كان هناك اسم مكتوب على الكرسي المتحرك
    Seni beşinci kapının oradaki bankta bekliyor olacağım. Open Subtitles وسأنتظرك على الكرسي القريب من البوابة رقم 5
    Sandalyedeki çirkin kazağıyla dondurma yiyordun. Open Subtitles تتشارك مثلجات مع القميص القبيح الخاص بها على الكرسي.
    Camı kırıp arka koltuğa kusan evsiz herif. Open Subtitles المتسول الذي كسر النافذة وتقيأ على الكرسي الخلفي
    koltuğa oturunca Madacorp'un server'larını yakacak bir enerji dalgası oluşturabilirim. Open Subtitles عندما اجلس على الكرسي استطيع إنشاء طاقة مندفعه التي سوف تحرق جميع أجهزة شركة البرمجيات
    Bu cihazları kullanmadığı zaman tamamen tekerlekli sandalyeye bağlı bir hasta bu. TED من دونها، فهو يعتمد كليا على الكرسي المتحرك.
    (Kahkahalar) Hareket şeklin gücüme gitti, hayvansal incelikten yoksunluğun, yemek için sandalyeye oturma şeklin, kucağında bir battaniye, elinde bir bıçak... TED كرهت طريقة تحركك، فقدانك للجمال الحيواني، طريقة جلوسك على الكرسي لتأكل، منديل المائدة على حجرك والسكين فى يدك.
    Yerden sandalyeye çıkmak oldukça kolay olacak. Open Subtitles و بعدها سننزل بسهولة الى الأرض و سنصعد على الكرسي
    Bence hiç kimse bir koltukta bu şekilde oturmaz. Open Subtitles لا أحد سيجلس على الكرسي في هذة الوضعية . أعتقد ذلك
    Bunak yağ tulumu bu yüzden büyük koltukta değil artık. Open Subtitles لهذا الكل يحاول ان يجلس على الكرسي الكبير
    Saadece, benden mesaj gelene kadar onu Sandalyede tut, yeter! Open Subtitles فقط أبقيه جالساً على الكرسي حتى أرسل لكِ رسالة نصيّة
    Yönetmen sana söylediğinde sadece Sandalyeden düşeceksin. Open Subtitles عندما يقول المخرج اكشن ستسقطين من على الكرسي
    sandalyenin üstünde. Open Subtitles إنها على الكرسي
    bankta oturmak, etrafı seyretmek, birçok olay olur. Open Subtitles على الكرسي, نشاهد جميع ما يحدث.
    McKinley'de iken süveterinin ve kemerli pantolonunun içinesıkışmış tekerlekli Sandalyedeki birinekolduğumiçin kimse benimle takılmak istemiyordu. Open Subtitles في ماكنلي لم يرد أي شخص فعل أي شيء معي لأننكي كنت الغبي على الكرسي المتحرك
    Benimki yemek odasındaki Sandalyenin üzerinde. Open Subtitles خاصتي على الكرسي في غرفة الطعام

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد