ويكيبيديا

    "على الكنبة" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • Kanepede
        
    • Koltukta
        
    • Kanepeye
        
    • koltuğumda
        
    • koltuğa
        
    • kanepedeki
        
    Henry çok sevimlidir. Kanepede yanına yatıp ona sarıldığımda... Sizi şunu söyleyeyim: Open Subtitles عندما اداعبه على الكنبة اقسم بأنه الشخص الذي انقذني هذا لطيف جدا
    Baban Kanepede, yatar pozisyonda daha çok püre yiyebileceğini sanıyor. Open Subtitles والدك على الكنبة ويظن بأن وضعيته وهو مضطجع إنه يستطيع تناول المزيد من البطاطا
    Hiçbir şey yapmadım, sadece pencereden içeriye baktım. Kanepede oturmuş ağlıyordu. Open Subtitles لا شيء نظرت من النافذة وكانت تجلس على الكنبة تبكي
    Koltukta veya başka bir aile üyesinin yatağında oturamazdım. TED لم يكن مسموحاً لي بالجلوس على الكنبة أو على سرير فرد آخر من العائلة.
    Şu an yapmak istediğim şey Kanepeye uzanıp, nane aromalı dondurma yemek. Open Subtitles فالجلوس على الكنبة لأكل كومة من الآيس كريم بالنعناع هو ما أريد فعلهُ حقاً
    Bu sabah, koltuğumda oturdum ve dondurma yedim. Open Subtitles هذا الصباح, جلست على الكنبة وأكلت بوظة
    Kanepede yapmak istediklerimizi onaylamayarak. Open Subtitles نعم بوجهها الغير راض عن أي شيء نفعله على الكنبة
    Kanepede oturmuş Carrie'yi seyrediyorduk ki... Open Subtitles كنا جاستين على الكنبة نشاهد كيري هل انظر؟
    Kitap okurken Kanepede sızıvermiş. Open Subtitles فاستلقى على الكنبة يقرأ كتاباَ وخلد للنوم
    Hafta bir kez, bir Kanepede sevdiğinle birlikte oturacaksın testislerini makasla ayırırken göğsüne ulaşıncaya kadar kesmeye devam edecek ve şu şekilde kalbine yetişecek. Open Subtitles مرة بالأسبوع, تجلس على الكنبة مع حبيبتك بينما هي تقطع خصيتيك, وتقطع طريقها إلى التجويف في صدرك
    Tabii cuma günü Kanepede oturup şarabını yudumlayan Cate siz değilseniz. Open Subtitles إلا إذا كنت كايت يوم الجمعة جالسة على الكنبة تشرب قارورة عصير العنب المخمر
    Her gün sabahın 9'unda boka batmış hâlde Kanepede uyansak... - ...senin için daha iyi olurdu değil mi? Open Subtitles سيكون أفضل لك لو بقينا على الكنبة أنا و أنت للتاسعة
    Burası senin evin ve her zaman gelebilirsin. Ama Kanepede yatmak zorundasın. Eski odanı Jim'e verdim. Open Subtitles حسنا اذاً هذا منزلك و مرحب بك دوما يتوجب عليك النوم على الكنبة فقد اعطيت غرفتك القديمة لجيم
    Sen de Kanepede yattığın için yorulmuyor musun baba? Open Subtitles ألا تشعر بالتعب عندما تنام على الكنبة أبي؟
    - Kanepede yatarım ben. - Yok, yok. Open Subtitles أعني ' انه بأستطاعتي أن أنام على الكنبة لا لا لا لا
    Kanepede sızıvermişsin. Ben sızmadım ama. Open Subtitles وقد إضطررت لتوصيلِ هاتفكـَ بالشاحن قبل أن تغط في نومٍ عميقٍ على الكنبة
    Kanepede içim geçmiş. Open Subtitles لأعيدَ شحنِ هاتفي, ولكنَّني إستغرقتُ في النومِ على الكنبة
    Koltukta oturdular,üzerlerinde eski süveterler vardı,ve üstleri başları pizza sosu ve bebek kusmuğuyla kaplıydı. Open Subtitles لقد جلسو على الكنبة , مرتدين ملابس المنزل القديمة وهم ملطخون بصلصة البيتزا و لعاب الطفل الصغير
    Hala 6 saat boyunca Babaköy'deki Koltukta oturup hayatlarının akıp gittiğini mi izliyorlar? Open Subtitles أما زالوا يشاركون في بلاد الأب في رحلة الجلوس على الكنبة لـ6 ساعات ومشاهدة حياتك تضيع هدراً ؟
    Aç değilim. Gel Kanepeye kıvrılıp film izleyelim. Open Subtitles لستُ جائعاً، دعينا نجلس على الكنبة ونُشاهد فيلماً.
    Annem ayaklarımı koltuğa koymama bile izin vermezdi. Open Subtitles امي لم تدعني يوما ان اضع قدمي على الكنبة
    Sen kanepedeki yaşlı adamsın. Ben de zanlı. Open Subtitles أنت مثل دور الرجل العجوز على الكنبة أنا سأمثل دور المجرم

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد