Adı Listede yok ama Luca Brasi seni görmek istiyor. | Open Subtitles | ليس على اللائحة و لكن لوكا برازى يريد أن يقابلك |
Daire bulmak için bana verdikleri Listede olan diğer insanlardan da arayan olmadı. | TED | و لم احصل على ردود من باقي الناس الذين كانوا موجودين على اللائحة التي استطيع من خلالها الحصول على شقة. |
Asla bu duvardan çağırma demiştim! Bu duvar Listede yok. | Open Subtitles | لقد أمرتك بألا تتصلى بى أبداً على هذا الجدار هذا الجدار غير مُدرج على اللائحة |
Seni listeye soktu ve temel kuralları açıklamayı mı unuttu? | Open Subtitles | لقد وضعك على اللائحة و لم يشرح لك القواعد ؟ |
O Listedeki hiç kimse, hastalarıyla senin kadar zaman geçirmiyor. | Open Subtitles | ليس هناك أحد على اللائحة يمضي من الوقت مع مرضاه كما تفعل أنت |
Kovulduğunda, elinde hiçbir şey kalmaz nakit olmaz, kredi kartı olmaz, iş geçmişin silinir. | Open Subtitles | وعندما تكون على اللائحة لا تملك شيئا لا نقود، لا بطاقات إئتمان لا تاريخ مهني |
Bu da benden. Listede yoktu ama umarım hoşuna gider. | Open Subtitles | هذه الهدية مني أنا، لم ترد على اللائحة ولكن آمل أن تنال إعجابك |
Sadece onlar değil. Listede iki kişi daha vardı. | Open Subtitles | هناك اثنتان أخريتان كانت أسماءهن على اللائحة |
Çıkar şunu! Karma yaptı bunu, Randy çünkü Listede yoksun. | Open Subtitles | كارما فعلت هذا ياراندي لأنك لست على اللائحة |
Özür dilerim ama adınız Listede yok. | Open Subtitles | أنا آسفة و لكن اسمك ليس على اللائحة ليس على اللائحة |
Garcia adımı Listede görmüş, o da vazgeçirmeye uğraştı. | Open Subtitles | غارسيا رآت اسمي على اللائحة وقد حاولت سلفا |
Listede, sıradaki alıcının kim olduğundan haberimiz bile yok. - Tamamen gizli. - Ne bildiğiniz önemli değil. | Open Subtitles | نحن لا نعرف أي شيء حول الآخذ المحتمل التالي على اللائحة |
Çocuklar bekleyin.Listede değilsiniz, hey çocuklar... Uh, kimin umrundaki? | Open Subtitles | شـباب اسمكما ليس على اللائحة الى أين تذهبا من يهتم |
şova gel lütfen. ismin Listede. | Open Subtitles | تعالي إلى العرض، اسمُكِ على اللائحة أرجوكِ |
Adı Listede yok ama Luca Brasi seni görmek istiyor. | Open Subtitles | ليس على اللائحة و لكن (لوكا برازي) يريد أن يقابلك |
Eğer Sarah onu listeye yazmadıysa ihtiyacı yok demektir. | Open Subtitles | انت تعرف ان سارة ان لم تكتبها على اللائحة فهي لا تحتاجها |
listeye yazsaydın alırdım. | Open Subtitles | لماذا لم تضيعها على اللائحة لكنت أشتريتها لك |
Sararıyor, ama yine de Listedeki isimler anlaşılıyor. | Open Subtitles | إنها تَصفَرّ، لكن لا زال بإمكانك قراءة الأسماء على اللائحة يا له من عار |
İş dünyasında gizli bir iş bulduğunda o Listedeki her maddeye uyan bir erkek bulacaksın. | Open Subtitles | و عندما تملكين وظيفة متخفية في عالم الأعمال و ستعثرين على رجل لديه كل شيء على اللائحة |
Kovulduğunda, Elinde hiçbir şey kalmaz nakit olmaz, kredi kartı olmaz, iş geçmişin silinir. | Open Subtitles | وعندما تكون على اللائحة لا تملك شيئا لا نقود، لا بطاقات إئتمان لا تاريخ مهني |
Kovulduğunda, Elinde hiçbir şey kalmaz nakit olmaz, kredi kartı olmaz, İş geçmişin silinir. | Open Subtitles | وعندما تكون على اللائحة لا تملك شيئا لا نقود، لا بطاقات إئتمان لا تاريخ مهني |
Atılınca, her şeyiniz gider. Nakit olmaz, kredi kartı olmaz, iş geçmişiniz kalmaz. | Open Subtitles | وعندما تكون على اللائحة لا تملك شيئا لا نقود، لا بطاقات إئتمان لا تاريخ مهني |