Bu teknolojiyi Facebook yarattı ve üstüne patent de aldılar. | TED | ابتكر الفيسبوك هذه التكنولوجيا وحصلوا على براءة اختراع. |
Altın çıkarma yönteminin patentini alabilirsiniz ama altını patent altına alamazsınız. | TED | يمكنك أن تحصل على براءة اختراع في كيفية تعدين الذهب لكن ليس براءة اختراع الذهب نفسه |
için "Ulusal icatlar Kurumu''nda patent başvurusunda bulunduk | TED | ولقد قدمنا للحصول لها على براءة اختراع، من المؤسسة الوطنية للإبتكار. |
FDA onayladıklarından sayılmaz, ama sanırım patent üzerinde çalışıyorsun. | Open Subtitles | ليس بالضبط معتمد من قبل إدارة الدواء و الغذاء ولكنك تعمل على براءة الإختراع |
patent alana kadar bunu söylemekte kararsızım. | Open Subtitles | وأنا متردد في الكشف عن المعلومات حتى أحصل على براءة الإختراع |
Tesadüfe bak. Geçen hafta o konuyla ilgili bir patent anlaşması yaptık. | Open Subtitles | تلك مصادفة، لأنّنا حزنا للتو على براءة اختراعٍ عن ذلك. |
Cross-fit programı yapacağım ve patent alacağım. | Open Subtitles | ومن ثم يمكنني تطوير برنامج رياضي لبناء الأجسام وأحصل به على براءة اختراع |
Sınırlama emri, patent ihlali davası, haksız müdahale ve çevresel tehlike raporu. | Open Subtitles | امر تقييد و دعوى التعدي على براءة اختراع التدخل القصري و دعوى المخاطر البيئية |
2001'de ortağıyla beraber patent başvurusu yapmışlar. | Open Subtitles | في عام 2001 ، هي وشريكها تقدموا للحصول على براءة إختراع |
Keşif aşamasında, patent trolünden, Fark'ın onların patentini ihlal ettiği ekran görüntülerini sunmasını istedik. | TED | وفي مرحلة الاكتشاف، طلبنا من سارق براءات الاختراع أن يزودنا بلقطة مصورة لفارك حين كان التعدي على براءة الاختراع في طور الحصول فعلاً. |
Bu nedenle bir yıl içinde üretim anlaşmalarını görüştük, bize patent verildi, bir patent bir diğerini getirdi birçok insanla konuştuk, FEMA'ya ürün tanıtımını yaptık ve danışmanlarıyla görüş alışverişinde bulunduk ve sonra bilgi talep eden bazı insanlarla konuşmaya başladık. Bu küçük grup Birleşmiş Milletler'e çağrıda bulundu. | TED | وخلال عام واحد، تفاوضنا على اتفاقيات تصنيع، تم منحنا براءة اختراع ، وقدمنا طلبا للحصول على براءة اختراع ثانية، تحدثنا إلى مجموعة من الأشخاص، قدمنا عرضا للوكالة الفيدرالية لإدارة الطوارئ ومستشاريها بشكل شيق، وبعدها بدأنا التحدث إلى أناس طلبوا معلومات منا ، و هذه المجموعة الصغيرة تدعى الأمم المتحدة. |
Asla bir patent sahibi olmadığı bilinse de Amerika'nın en üretken mucitlerinden biriydi çünkü insanlığın tüm bilgisinin herkesçe ulaşılabilmesi gerektiğini düşünüyordu. | TED | وواحدًا من أشهر المخترعين في أمريكا، على الرغم من أنه اشتهر بعدم تقدمه للحصول على براءة اختراع لأنه اعتقد بأن كل العلوم البشرية ينبغي أن تكون متاحة بحرية. |
Dağdan altını çıkarmak çok çaba ve sıkı çalışma gerektirebilir; ama patent altına alamazsınız o hala altındır. | TED | ربما يأخذ الأمر كثيرا من الجهد و العمل الجاد لكي تستخرج الذهب من الجبل لكن لا زال لا يمكن أن تحصل على براءة إختراع في ذهب. |
''Doğal olarak oluşmuş DNA parçası doğa üretimidir ve ayrıştırılmış olsa da patent hakkı alınamaz. | TED | "جزء من ال DNA المكون بشكل طبيعي هو أحد نواتج الطبيعة" و كونه معزول ببساطة لا يجعله مؤهلاً للحصول على براءة اختراع فيه |
Başkente, patent başvurusunda bulunmaya gidiyorum. | Open Subtitles | سأحصل على براءة إختراع بالعاصمة اليوم |
patent nasıl alınır, ben nereden bileyim? | Open Subtitles | لا أعرف كيف أحصل على براءة اختراع |
Canım, patent almaya mı kalktın yoksa? | Open Subtitles | عزيزتي, هل حصلتي على براءة إختراع؟ |
Kocası Avery Taylor, 6 ay önce Paradigm Sanayi'ye milyon dolarlık patent ihlali davası açmış. | Open Subtitles | منذ ستة أشهر، الزوج، "آفري تايلور". أقام دعوة قضائية بعدة ملايين من الدولارات ضد "بارادايم للصناعات"، لتعديهم على براءة إختراع |
Normalde suç işlemek için kullanılır ama Damien patent alırsak arabaları soymaya gerek kalmayacağını söyledi. | Open Subtitles | عادة يُستخدم بنية الجريمة! لكن (داميان) قال لو حصلنا فقط على براءة الإختراع, لن نحتاج لسرقة السيارات! |
Benjamin patent için başvurduğunda başka bir ürünle çakıştığını öğrendik. | Open Subtitles | (بينجامين) تقدّم بطلب للحصول على براءة إختراع و تبيّن أن تقنيتنا تتداخل مع مشروع آخر. |