Zengin birinin duvarında, cam bölme içinde asılı parçalanmış bir gitar. | Open Subtitles | جيتار مهتريء بجانب صندوق زجاجي معروض على حائط أحد الشباب الأثرياء |
Metrodaki helanın duvarında yazıyordu. | Open Subtitles | من على حائط مرحاض في محطة قطار أنفاق ملعونة |
Şu rezalet duvarında iki tane kitap kapağın var. | Open Subtitles | حصلت على غلافين للكتاب من على حائط العار |
Simdi Bu kadın tezek yığınının duvarına, bir resim yapmış | TED | الآن، هذه السيدة، على حائط هذه الكومة من أقراص الروث قد رسمت لوحة |
General Stubblebine burnunu ofisinin duvarına sağlam bir şekilde çarpmıştı. | TED | ثم ضرب الجنرال ستابلباين أنفه بشدة على حائط.. |
duvarda mıydı pulda mıydı hatırlamıyorum. | Open Subtitles | لا أتذكر إذا ما كان على حائط أو على طابع |
Onlara göre çoktan, resmi girişteki Duvardaki çerçevelerden birine asıldı. | Open Subtitles | اهتمامهم بأمرها انحصر في وضعهم صورة لها على حائط ردهتنا. |
Madem ağabeyi Vietnam'da öldü, adı neden Anma Duvarı'nda yok? | Open Subtitles | إن كان أخوه حقاً قد مات في "فيتنام" فلماذا لم يذكر اسمه على حائط التأبين؟ |
O yüzden resmin utanç duvarında. | Open Subtitles | لهذا السبب صورتك موجودة على.. حائط العار 196 00: 11: |
Seni o utanç duvarında görmenin şokundandı. | Open Subtitles | أعتقد بسبب صدمتى من رؤية صورتك على حائط العار |
Oturma odasının duvarında büyük bir resmimin olması lazım. | Open Subtitles | إحصل على صورة كبيرة لنفسي للوضع على حائط فى غرفة الجلوس تضيف لمسة الرشاقة إلى الغرفة |
Hani banyo duvarında bir yazı vardı. | Open Subtitles | بكتابة الناس أرقام هواتفهم على حائط المرحاض |
Biliyorum, çünkü bodrumumun duvarında kanla yazılı. | Open Subtitles | أعلم ذلك، لأنه مكتوب بالدماء على حائط سردابي |
Hatta ofisimin duvarında çıkardığınız albümlerin birkaçı asılı. O onur bana ait. | Open Subtitles | انا لدى البومين لك معلقين على حائط مكتبى |
Kafanın doldurulmuş ve oturma odasının duvarına asılmış olması. | Open Subtitles | إن رأسك محشواً و معلقاً على حائط غرفة المعيشة |
Kadın Pauline teyzeme 12 dolar verdi ve yorganı duvarına astı. | Open Subtitles | مقابل 12 دولارا وعلقت اللحاف على حائط منزلها |
O numaralar Jamal'ın mutfak duvarına aceleyle yazılmış. | Open Subtitles | أنا لويس أرقام التليفونات المكتوبه على حائط المطبخ الخاص بجمال |
Merdiveni alacak, evin duvarına dayayacaksın sonra ben kulaklıktan sana talimatları vereceğim. | Open Subtitles | خذ السلم وضعه على حائط المنزل وسأقوم بتوجيهك من خلال السماعه |
Onu değil. Bir fotoğrafını. Evimizdeki bir duvarda. | Open Subtitles | لم أره هو، بل صورة له معلّقة على حائط في منزلنا. |
İnsan şehrinin kalıntılarının altındaki bir duvarda dövmenin ne işi var? | Open Subtitles | لمَ وشمك مطبوع على حائط أسفل أطلال مدينة بشرية؟ |
Duvardaki ünlü resimler var ya? | Open Subtitles | ماذا فعل؟ تعرفين تلك الصور المعلقة على حائط مطعمه |
Hiroşima'dan sonra Duvardaki gölgeler gibi. | Open Subtitles | اتعلمون , انها مثل ظلال "على حائط بعد انفجار "هوروشيما |
Pantolonumun Dörtlü Başarı Duvarı'nda yer alma hayaline öyle tutulmuşum ki gerçekten ilham verici olmanın ne demek olduğunu unutmuşum. | Open Subtitles | لقد أعمى بصيرتي ما كنتُ أسعى إليه وهو تعليق بنطالي على حائط التميز لدرجة أنني فقدت مفهوم كيف يجب عليك أن تكونَ ملهمٌ بحق |