Bu işi kuzeyde duvarlarla kuşatılmış nehir kıyısında bir şehirde buldu. | Open Subtitles | ،وعثر عليها في الشمال في مدينة محاطة بالأسوار على ضفاف نهر |
karlı nehir kıyısında d aşkım d ve ben neşeyle evlendiler d biz kısacık an için keçe olarak | Open Subtitles | ♫ على ضفاف نهر ثلجي ♫ حبي و أنا كانت ميديلي ويد ♫ كما شعرنا لحظة عابرة |
Yangtze nehri'nin sel havzasında siyah kuyruklu limosalar balçığa karışmış solucanların peşindeler. | Open Subtitles | على ضفاف نهر اليانجتزي تتجمع طيور الآلهة للتنقيب عن الديدان في الطين |
Ölmeden önce, karısı Merope'ye vücudunu şehir meydanına atmasını söyledi. Böylece sonunda Styks nehri'nin kıyısına vurdu. | TED | فقد طلب قبل موته من زوجته ميروبي أن ترمي جثته في الساحة العامة، حيث تُغسل في النهاية على ضفاف نهر ستيكس. |
Seine boyunca yürüyor | Open Subtitles | نمشي على ضفاف نهر السين |
Seine boyunca yürüyor | Open Subtitles | نمشي على ضفاف نهر السين |
Aşıklar buluşur, Sen nehri kıyısında ilk öpücüğü paylaşır. | Open Subtitles | لقاء عاشقين وأول قبله على ضفاف نهر السين |
Babanın cüzdanı ve annenin çantası Thames nehri kıyılarında bulunmuş. | Open Subtitles | بأن محفظة والدك وجدت على ضفاف نهر التايمز مع حقيبتة والدتك |
Aurelius zamanın önde gelen generaliydi ve Tuna nehri sınırında bir sürü savaşa girmişti. | Open Subtitles | رغم كل شي . كان يعد بدوره لواء حربيا في زمانه و قاد حروبا كثيرة على ضفاف نهر الدانوب |