Bunu yapmak zorunda değildin. Gerçekten... | Open Subtitles | لست مجبرًا على فعل ذلك ، فعلاً لست مجبرًا |
Bunu yapmak zorundaydım. Bunu yapmak zorundaydım. | Open Subtitles | لقد أجبرني على فعل ذلك أجبرني على فعل ذلك، أنا آسف |
- Evet ama bunun eğitimini aldım sizin Bunu yapmak için eğitim aldığınız gibi. | Open Subtitles | أجل, و لكنني مدرَّب على فعل ذلك كما أنتم مدرَّبون لتقوموا بعملكم |
- Bunu yapabilecek kadar gücün yok. - Şimdi terk et... | Open Subtitles | لا تَجِبُ أَنْ تَكُونَ قادر على فعل ذلك ارحل الآن |
Bunu yapabilecek tekniklere sahip birkaç yabancı güç var Doktor. | Open Subtitles | هناك الكثير من القوى الخارجية قادرة على فعل ذلك يا دكتورة |
Bunu yapabilecek tek kişi benim. Yenmiştim onu. Daha önce onunla uğraştım. | Open Subtitles | لا يقدر على فعل ذلك سواي، لقد عاملته وألفته وهزمته. |
Düşünsene, Bunu yapmak için sabırsızlanıyordum. | Open Subtitles | . وكنت مُصر على فعل ذلك . تخيلي |
Hayır, lütfen, Bunu yapmak zorunda değilsin, lütfen! | Open Subtitles | كلا , ارجوك , انت غير مرغم على فعل ذلك |
Pascal, Bunu yapmak zorunda değilsin. | Open Subtitles | باسكال, لست مجبراً على فعل ذلك |
Bunu yapmak zorunda değilsin. | Open Subtitles | كلا, كلا, كلا لست مجبراً على فعل ذلك |
G, bak, Bunu yapmak istemiyorsan sadece Jackie ile gidebiliriz. | Open Subtitles | غايل أسمعني لست مـُـجبراً على فعل ذلك, أنا و(جاك) سنذهب |
Beni Bunu yapmak zorunda bırakma! | Open Subtitles | لا تجبريني على فعل ذلك. |
Bunu yapmak zorunda değilsin. | Open Subtitles | لست مجبرا على فعل ذلك |
Princeton'daki NASA Jet Propulsion laboratuvarındaki meslektaşlarım ve ben önümüzdeki birkaç sene içinde Bunu yapabilecek bir teknoloji üzerinde çalışıyoruz. | TED | أنا وزملائي في مختبر ناسا للدفع النفّاث (JPL) في برينستون نعمل على تكنولوجيا قادرة على فعل ذلك في السنوات المقبلة. |
Ben de gerçekten Bunu yapabilecek türde biri olmayı dilerdim. | Open Subtitles | وأنا أتمنى لو كنت قادرا على فعل ذلك |
Bakın, Bunu yapabilecek durumda değil. | Open Subtitles | لحظة أنها لن تكون قادرة على فعل ذلك |
Damien, Bunu yapabilecek tek kişi sensin. | Open Subtitles | -داميان.. أنت الوحيد القادر على فعل ذلك |
Bunu yapabilecek yeni bir sivilceli ucube olduğu konusunda ciddi şüphelerim var. | Open Subtitles | -بجدية أنا أشك ... بأن بثرة حديثة ظهرت عليها... غير قادرة على فعل ذلك |
Onu durdurmak için bana yardımcı olmalısın Dante. Bunu yapabilecek tek kişi sensin. | Open Subtitles | عليك أن تساعدني لإيقافه يا (دانتي) أنت الوحيد القادر على فعل ذلك |
Bence, hemen hemen Bunu yapabilecek kapasitedesin. | Open Subtitles | أعتقد أنكَ قادر على فعل ذلك |