Asansörün üstünde saç ve elyaf ip parçaları bulmuşlar. | Open Subtitles | وَجدوا ليفَ الحبلَ والشَعرَ على قمةِ المصعدِ. |
Limandan köprünün üstünde, oradan da otobüsünün üstündeydim. | Open Subtitles | مِنْ الميناءِ، إلى قمةِ الجسر، وبعد ذلك على قمةِ حافلتِكَ |
Sismologlar bu sakin mahallenin aslında tam bir fay hattının üstünde olduğuna inanıyorlar. | Open Subtitles | Seismologists يَعتقدُ بِأَنَّ هذا الحيّ الهادئ في الحقيقة - يَجْلسُ على قمةِ a خَطّ عيبِ. |
Tabutun üstüne bir fotoğrafını da koyabilirsin. | Open Subtitles | نحن يُمْكِنُ أَنْ نَضِعَ صورة على قمةِ الصندوقِ. |
-Tabi aslında şöyle demeliydim. "Üzüldüğünüz onca şeyin üstüne şunu eklemek istiyorum." | Open Subtitles | ' على قمةِ كُلّ شيءِ أنتم منزعجين بشأنه، أريد أن أُضيفُ |
Nelson tepenin en üstünde vurulduğunda yüzünün Birlik askerlerine dönük olduğunu biliyoruz. | Open Subtitles | ونحن نَعْرفُ (نيلسون) كَانَ على قمةِ الحافة، يُواجهُ جنود الإتحادَ عندما تعرض لإطلاق النار. لذا يا(شوارتز) عليك ترأس الفريق الأول |
Rowdy'yi televizyonun üstüne koyalım. | Open Subtitles | دعنا وَضعنَا صاخبينَ على قمةِ التلفزيونِ |
- Giderin tam üstüne? | Open Subtitles | على قمةِ هذه البالوعةِ؟ |