Bir Tekerlekli sandalye bulup eve onunla dönsün artık. | Open Subtitles | يمكنه الحصول على كرسي متحرك و يدحرج نفسه للمنزل. |
Tekerlekli sandalye kullanan bir dansçı olduğunu biliyor muydun? | Open Subtitles | هل تعلم أن لديهم راقصة على كرسي متحرك الآن ؟ |
Sonrasında yaşayacağın şey sol ayakta üç tırnakla, tekerlekli sandalyeyle hapishanede uyanmak olacaktır. | Open Subtitles | تستيقظ لتجد نفسك في السجن على كرسي متحرك ب 3 اصابع في رجلك |
Benim yüzümden hayatının geri kalanını tekerlekli sandalyede geçirmek zorunda. | Open Subtitles | إن حياته تذهب على كرسي متحرك وكل هذا على حسابي. |
Dedim ki, ben tekerlekli sandalyedeyim ve sanırım cesaretimi kaybettim. | Open Subtitles | آدم: قلت، وأنا على كرسي متحرك وأعتقد لقد فقدت أعصابي. |
tekerlekli sandalyedesin. Hasta olduğunu söylemiştin. | Open Subtitles | انت على كرسي متحرك |
Yani , tekerlekli sandalyedeki bir çocuk nedir Olacak zaten, o topu mı? Pekala. | Open Subtitles | أعني ما الذي سيفعله طفل على كرسي متحرك بهذه الكرة؟ حسناً. |
Bu kadar güçlü olmasına rağmen neden hala vücudun tekerlekli sandalyeye bağlı, Kaal? | Open Subtitles | على الرغم من أنك قوي جداً، لماذا لا يزال جسدك على كرسي متحرك يا كال؟ |
Julia Tekerlekli sandalyeye mahkum olabilir. | Open Subtitles | قد تبقى يوليا على كرسي متحرك للأبد |
Cynthia, kap yarışmasındaki rakibimiz Tekerlekli sandalye kullanıyor. | Open Subtitles | سينثيا، منافستنا في مسابقةِ ورقَ اللف تجلس على كرسي متحرك اوه نعم هذه مشكلة |
Ama Megan'ı Tekerlekli sandalye ile Watusi dansı yaparken kesin görmeniz lazım. | Open Subtitles | لم تعش حتى رايت ميجان تفعل على كرسي متحرك |
Şu an dünya barışı ile Tekerlekli sandalye arasında seçim yapmamı söyleseler tekerlekli sandalyeyi seçerim. | Open Subtitles | بين أن يعم السلام الأرض او ان احصل على كرسي متحرك الأن سوف اختار الكرسي المتحرك |
Tekerlekli sandalye mi kullanıyor? Lütfen bana kucağında bir kedi okşadığını söylemeyin. | Open Subtitles | يجلس على كرسي متحرك أرجوكم لا تخبروني بأنه يُطعم قطة |
Bak, babam bir tekerlekli sandalyeyle beni merdivenden aşağı bile itse, ...yine de seninle evleneceğim. | Open Subtitles | إذا كان أبي سيدفعني على كرسي متحرك في ممر . مازلنا سنقوم بالزواج . |
Uçmuş. Güvenlik kameralarında bir adam tekerlekli sandalyeyle çıkarmış. | Open Subtitles | -كاميرات المراقبة تُظهر رجلاً يدفعها على كرسي متحرك إلى الخارج؟ |
Ayaklarını keseriz, şık bir tekerlekli sandalyeyle dolaşırsın. | Open Subtitles | يمكنك أن تحصل على كرسي متحرك رائع |
En son oynayamadığı ve tekerlekli sandalyede olduğu zamanı hatırlıyor musun? | Open Subtitles | حسناً,أتذكرين آخر مرة لم يستطع فيها اللعب وكان على كرسي متحرك |
Ve annen, ki kendisi tekerlekli sandalyede biliyoruz ki o merdivenleri çıkmadı. | Open Subtitles | وامك, التي كانت على كرسي متحرك من الواضح انها لم تتسلق السلالم |
16 yaşımdan beri tekerlekli sandalyedeyim. | Open Subtitles | لقد كنت على كرسي متحرك منذ أن كنت بعمر 16 |
Ben neden tekerlekli sandalyedeyim anlamadım ya. | Open Subtitles | لا افهم لماذا انا على كرسي متحرك |
Sue bir keresinde tekerlekli sandalyedeki bir adama zımba fırlatmıştı. | Open Subtitles | سو قذفت رجل على كرسي متحرك بدباسة. |
5 yıl Pittsburgh özel tim lideriydi, şimdi tekerlekli sandalyeye bağlı. | Open Subtitles | قاد فرقة التدخل السريع في (بيتسبرغ) لمدة 5 سنوات الآن على كرسي متحرك. |
Çok şükür Tekerlekli sandalyeye mahkum değilim. | Open Subtitles | شكرا يا آلهي لاني لست على كرسي متحرك |