600 milden fazla uzaklıktan 50 santimetrelik bir hedefe odaklı kalmak zorundasınız, saniyede yedi kilometreden daha fazla hızla hareket ederken, bu da çok müthiş bir karmaşıklık seviyesi gerektirir. | TED | عليك أن تبق التركيز على هدف 50 سنتيمتر من علو أكثر من 600 كم بينما تتحرك بسرعة أكبر من سبعة كيلومترات في الثانية، الأمر الذي يتطلب درجة رهيبة من التعقيد. |
Hemen düşüncelerini daha büyük bir hedefe, yerçekiminin bulmuş olduğu yeni resmini, onun zamanında bilinen yegâne diğer kuvvet olan elektromanyetizma ile birleştirmeye yoğunlaştırdı. | Open Subtitles | فهو فى الحال وضع عينيه على هدف أعظم توحيد صورته الجديدة للجاذبية بالقوة الأخرى الوحيدة المعروفة فى ذلك الوقت |
Belli bir hedefe yapılmış planlı bir saldırıydı. | Open Subtitles | حقيقة بأن هذا هجوم معد مسبق على هدف محدد |
Birçok can ve çok önemli zamanı boşuna, besbelli bir hedef uğruna harcadınız. | Open Subtitles | لقد أضعت أرواحا ووقتا ثمينا على هدف غير مفيد وواضح |
Önce, Price'ın bankasında olası bir hedef buluruz orta seviyede bir memur. | Open Subtitles | سنعثر على هدف ممكن في بنك برايس موظف متوسط المستوى |
bir hedef üzerinde çalışırken, Onu iyi okumak çok önemlidir. | Open Subtitles | عندما تعمل على هدف من المهم أن تكون هناك قراءة جيدة |
Nanotoksin'i tanınmış bir hedef üzerinde kullanmayı planlıyor. | Open Subtitles | إنها تخطط لإستعمال سمّ متناهي الصغر على هدف رفيع المستوى |
bir hedefe ya da bir insana ateş ettiğinizde ikisi de aynı hissi mi veriyor? | Open Subtitles | عندما تطلق على هدف وأن تطلق على هدف حي هل الشعور واحد؟ |
Bu deney elektronu grafit atomlu bir hedefe ateşleyen bir tabancadan ve onların nasıl sektiğini kaydetmek için bulunan bir ekrandan oluşuyor. | Open Subtitles | تتكون التجربة من مسدس يُطلق إلكترونات على هدف من ذرات الجرافيت و شاشة مُجمِّعة لتسجيل كيف ترتد الإلكترونات |
Kırmızı Urbalılar kanlı-canlı, nefes alan bir hedefe ateş etmekten çok mutlu olacaklardır. | Open Subtitles | البريطانيون سيكونوا سعداء بأطلاق النار على هدف حي يتنفس |
Şimdi, bu dünyanın geri kalanına, önemli bir hedefe karşı yapılmış, terörist eylem gibi gözükmeli, ancak Thomas iyi olacak. | Open Subtitles | الآن، هذا سيبدو، لباقي العالم، كعمل إرهابي على هدف رفيع المستوى، |
Bu sabit bir hedefe öldürücü bir atış yapmak için harika bir mesafe. | Open Subtitles | ذلك اعداد كامل لضربة قوية على هدف ثابت . |
Her seferinde sadece bir hedefe odaklanıyor. | Open Subtitles | يمكنه التركيز فقط على هدف واحد كل مرّة |
Birazdan başlayacak ama takip cihazını başka bir hedefe yerleştirmek istiyorum. | Open Subtitles | قريباً ، ولكن اريد ان اضعه على هدف جديد |
Miles! Bize Price'ın bankasından bir hedef bulman gerekiyor. | Open Subtitles | وسوف نحتاج لأن نعثر على هدف مثالى داخل مصرف برايس |
Önce Price'ın bankasında kontrol edebileceğimiz bir hedef bulacağız. | Open Subtitles | اولا : سنعثر على هدف ممكن في بنك برايس |