Böyle bir olaya hazır değilim. Whaa! Ben... elimden geleni yaparım. | Open Subtitles | انا لست معتاده على هذا النوع من الأوضاع سوف افعل مابوسعي |
Ama bu Hristiyanlıkta olan çok özel ve istisnai bir tarih, yani her yerde her şey Böyle bir listeye konuyor değildi. | TED | هذا تاريخ محدد جدا للمسيحية، اذ لم يسبق أن تم وضع أي شيء على هذا النوع من القوائم كالمسيحية. |
Yetişemeyeceğimi sandım. Böyle şeyler için yaşlanmışım. | Open Subtitles | أعتقدت أننى لن أستطيع الوصول كبرت جداً على هذا النوع من العمل |
North Quay'de, Böyle risklere girmeyiz. | Open Subtitles | إننا لم نجرؤ من قبل على هذا النوع من المجازفة فى مدرسة الرصيف الشمالى |
bu çeşit tespit edilmeden girişi asla bir daha yakalayamam. | Open Subtitles | ولن نحصل على هذا النوع من الوصول بدون اكتشافنا ثانية |
Davayı şöyle Böyle biliyorum. | Open Subtitles | أنا متعود تقريباً على هذا النوع من القضايا |
Evet, Böyle bir yorum için biraz geç. | Open Subtitles | حسنا ، انها متأخرة قليلا للحصول على هذا النوع من ردود الفعل. |
Böyle faaliyetlere alışkın bir değil-- | Open Subtitles | لست معتاداً على هذا النوع من الأنشطة عند ما أخذ |
Kim Böyle evlilik ister? | Open Subtitles | ما الإنسان العاقل الذى يوافق على هذا النوع من الزواج؟ |
Diğer X5'lerde Böyle bir hastalık belirtisi gözükmedi. | Open Subtitles | إنه من الإكس 5 ولم تظهر أي دلائل على هذا النوع من الأمراض. |
Bana darılabilirsin, ama Böyle bir şeye gerçekten çok karşıyım yani. | Open Subtitles | أغضب مني، إذت كُنت أستحق، ولكنِ لديَ اعتراض صحي على هذا النوع من الأمور، كما تعرف. |
Böyle yanıklar yalnızca şiddetli bir çarpmayla olur. | Open Subtitles | فقط تحصل على هذا النوع من الحروق من صعق كهربائي هائل |
Böyle bir hasar için çok sıkıştırılması gerekir. | Open Subtitles | مضغوطة بشدّة للحصول على هذا النوع من التشتت |
Böyle güzel şeyleri, Kore'de bir yakının olmadıkça alamazsın. | Open Subtitles | لا تستطيع الحصول على هذا النوع من السلع الا اذا كان لديك عائلة في كوريا |
Böyle bir komediye cevap verenler. | Open Subtitles | الذين يتفاعلون على هذا النوع من حس الدعابة |
İnsanlardan genelde Böyle yardım almayız. | Open Subtitles | نحن لا نحصل على هذا النوع من المساعدة من الناس |
Böyle şeylerde zaman koymalarını bekleyemeyiz. | Open Subtitles | لانستطيع أن نتوقع منهم بأن يضعوا توقيتاً على هذا النوع من الأمر |
Neden bana Böyle bir yetkiye erişebilmem için yardım ediyorsun? | Open Subtitles | لماذا تساعدني بالحصول على هذا النوع من صلاحية الدخول؟ |
Herkes kağıdı ve mürekkebi yapabilir ama bu kadar karışık şekilde para yapabilecek sekiz tane usta matbaacı var. | Open Subtitles | أي شخص يصنع الورق والحبر ، ولكن هناك فقط 8 طابعات رئيسية قادرة على هذا النوع من العملة المعقدة. |
Ve konum hücreleri bu tip bir yol entegrasyonu girdisini kılavuz hücresi denilen bir çeşit hücreden alırlar. | TED | والخلايا المكانية تحصل كذلك على هذا النوع من المدخلات من نوع من الخلايا تدعى خلايا شبكية. |
bu şekilde bir araya getirilip barıştırılıyorlar ve bu oldukça dikkate değerdi. | TED | تربوا جميعاً على هذا النوع من التعايش والتلائم. وأجد هذا أمراً رائعاً يلفت الأنظار. |