Başkalarının eşyalarıyla oynamayı bırakmalısın, Fez. | Open Subtitles | فيز , يجب عليك أن تتوقف عن البحث فياشياءالاخرين. |
Nasıl gidiyor, Jay? SGA personelini nöralize etmeyi bırakmalısın. | Open Subtitles | عليك أن تتوقف عن محو ذاكرة أفراد المنظمة |
Bana aptal küçük kardeş muamelesi yapmayı bırakmalısın artık. | Open Subtitles | عليك أن تتوقف عن معاملتي كشقيقك الصغير الأحمق |
- İçkiyi bırakman lazım. - Vaaz faslını geçelim lütfen. | Open Subtitles | عليك أن تتوقف عن الشرب - أعفني من هذه الخطبة - |
Testlere odaklanmayı bırakman lazım. | Open Subtitles | عليك أن تتوقف عن التركيز على الإختبرات. |
Dostum saçmalamayı kes artık. Sikeyim seni! | Open Subtitles | يجب عليك أن تتوقف عن هذا الهراء , اللعنة عليك |
Hayır, artık o lanet hapishane yemeklerini yemeyi kesmelisin. | Open Subtitles | لا , يجب عليك أن تتوقف عن أكل ذلك الطعام اللعين الذي يقدمه السجن |
Bayım, spinal bir yaralanmanız var. Benimle mücadele etmeyi bırakıp sakinleşmelisiniz, tamam mı? | Open Subtitles | لديك اصابة في العمود الفقري يا سيدي عليك أن تتوقف عن المقاومة و تهدأ , مفهوم؟ |
Arkadaşım olmaya çalışmayı bırakmalısın yoksa seni öldürmek zorunda kalacağım. | Open Subtitles | , عليك أن تتوقف عن محاولة مصادقتي و إلا سأضطر لقتلك |
Ünlü taklitçileri tutmayı bırakmalısın. | Open Subtitles | يجب عليك أن تتوقف عن إستخدام مقلدي المشاهير |
Evde seni seven çocukların olduğu için bırakmalısın. | Open Subtitles | عليك أن تتوقف عن الشرب لأن هنالك أطفال في المنزل يحبونك |
Onu kurtarmak istiyorsan endişelenmeyi bırakmalısın. | Open Subtitles | إذا أرت أن تنقذها، عليك أن تتوقف عن الخوف. |
İnsanların sana söylediklerinin doğru olduğunu düşünmeyi bırakmalısın. | Open Subtitles | عليك أن تتوقف عن الفكير في أن ما يقوله الناس حقيقي |
Bu gerçeği göz ardı etmeyi bırakmalısın. | Open Subtitles | عليك أن تتوقف عن التظاهر كهذا هذا ليس واقعنا |
Denemeyi bırakman lazım. | Open Subtitles | أعتقد أن عليك أن تتوقف عن المحاولة. |
İnsanların kayıtlarını hacklemeyi bırakman lazım. | Open Subtitles | .عليك أن تتوقف عن قرصنة سجلات الغير |
Beni kurtarmayı bırakman lazım! | Open Subtitles | عليك أن تتوقف عن محاولة إنقاذي! |
Ağlamayı da kes artık. | Open Subtitles | عليك أن تتوقف عن البكاء ما إسمك ؟ |
Josh, kendine yalan söylemeyi kes artık. | Open Subtitles | جوش , عليك أن تتوقف عن الكذب على نفسك |
Ya da belki çalışanlarının önünde bağırmayı kesmelisin. | Open Subtitles | أو ربما يجب عليك أن تتوقف عن الصراخ امام موظفيك |
Gözlerini oyup çıkarmadan önce bana laf atmayı kesmelisin. | Open Subtitles | عليك أن تتوقف عن هذا قبل أن أسحب عينيك خارجاً آسف |
bırakıp gitmek kötü bir alışkanlıktır. Uyuşturucu gibidir. | Open Subtitles | إذا قمت به مرة , سيكون من المستحيل عليك أن تتوقف عن القيام به |