Chandler, Joey'e Tulsa'da olmadığını söylemek zorundasın. | Open Subtitles | تشاندلر، عليك أن تخبر جوي أنك لست في تولسا. |
Tamam, bak, her nereye gittiysen, ailene söylemek zorundasın. | Open Subtitles | حسناً، إسمع أيتما كنت يجب عليك أن تخبر والديك |
Dedektiflere bildiklerini söylemek zorundasın. | Open Subtitles | عليك أن تخبر المحققين بما تعرفه |
Bu aletleri kime yaptırdıysan ona ölümün eskisi gibi olmadığını söylemelisin. | Open Subtitles | عليك أن تخبر من فعل هذا الموت لم يعد نفسه ؟ |
Annene söylemen lazım! | Open Subtitles | عليك أن تخبر أمك ماذا؟ |
Kelso'ya söylemek zorundasın, tamam mı? | Open Subtitles | عليك أن تخبر كيلسو ؟ |
O zaman önce sen Mona'ya söylemek zorundasın. | Open Subtitles | ثم عليك أن تخبر منى أولا. |
Marshall'a söylemek zorundasın. | Open Subtitles | (عليك أن تخبر (مارشال |
Howard, annene söylemek zorundasın! | Open Subtitles | هاوارد)! عليك أن تخبر أمك) |
Yarıştan kopmamak için bu insanlara bilmek istedikleri şeyi söylemelisin. | Open Subtitles | ولكيّ تبقى في هذه المدرسة عليك أن تخبر هؤلاء ما يريدون معرفته |
Biliyor musun babana söylemelisin o "Şimdi sakinim" işe yaramıyor. | Open Subtitles | عليك أن تخبر أباك أن طريقة "السَكينة الآن" لا تجدي. |
Annene söylemen lazım! - Ne? | Open Subtitles | عليك أن تخبر أمك ماذا؟ |
Anneme söylemen lazım. | Open Subtitles | يجب عليك أن تخبر أمي |