Olan bitenler size rahatsızlık vermiş olabilir ama anlamalısınız projemiz çok önemlidir. | Open Subtitles | قد تكون سببته لكِ هذه العملية، ولكن عليك أن تفهمي كم هو مهم هذا المشروع |
- Dedektif anlamalısınız. | Open Subtitles | محققة عليك أن تفهمي ذلك المرفأ |
- Franny, bu ülkede erkek olmanın ne demek olduğunu Anlamak zorundasın. | Open Subtitles | عليك أن تفهمي ما يعنيه أن يكون المرء رجلاً بهذه البلاد |
Bence herkesin bu şehirli, güçlü kadın, 'vajina göstermiş' şeylerine karşılık vermeyeceğini Anlamak zorundasın. | Open Subtitles | أعتقد أنه يجب عليك أن تفهمي أن ليس الجميع يستطيع الاستجابة لكل مولوجاتك التي تعملين |
Buradaki yardımsever teklifi anlaman lazım. Üstlerden geliyor. | Open Subtitles | عليك أن تفهمي مقدار الإحسان في هذا العرض العرض من أطراف عليا |
-Canım, anlaman lazım... -Grushenka, bizi durduramazsın. | Open Subtitles | يا عزيزتي عليك أن تفهمي - لا يمكنك إيقاف هذا - |
Bak, bir şeyi anlaman gerekiyor. | Open Subtitles | يجب عليك أن تفهمي شيئاً |
Kendini daha iyi tanıma şansını elde ediyorsun. | Open Subtitles | عليك أن تفهمي نفسك بطريقة أحسن |
anlamalısınız, Dennis hep çalışıyordu. | Open Subtitles | عليك أن تفهمي " دينيس " كان يعمل دائماً |
Durumumuzu anlamalısınız. | Open Subtitles | عليك أن تفهمي وضعنا. |
Anlamak zorundasın, Evey. Bunu ikimiz için de istemiyorum ama başka çıkar yol bulamadım. | Open Subtitles | عليك أن تفهمي يا (إيفي) أنني لم أرد هذا لأي منا و لكن لم أرى أي طريقة أخرى |
Bunun yeni bir durum olduğunu Anlamak zorundasın. | Open Subtitles | عليك أن تفهمي... هذا.. هذا موقف جديد |
- Şunu Anlamak zorundasın. | Open Subtitles | عليك أن تفهمي |
Birşeyleri anlaman lazım. | Open Subtitles | عليك أن تفهمي شيئاً |
anlaman lazım, | Open Subtitles | ولكن يا أمي ... عليك أن تفهمي |
Şunu anlaman gerekiyor... | Open Subtitles | لذا عليك أن تفهمي بأنّك... |
Kendini daha iyi tanıma şansını elde ediyorsun. | Open Subtitles | عليك أن تفهمي نفسك بطريقة أحسن |