Şundan emin olmalıyız ki, bu insanlar hayatta kalmanın yanında, büyümeye de devam ediyorlar. | TED | يجب علينا أن نحرص على هؤلاء الأشخاص ليس لينجوا فقط , بل ليكونوا قادرين على مواصلة الازدهار. |
Bu vakaya doğru personelin baktığından emin olmalıyız. | Open Subtitles | و علينا أن نحرص أنه لديك الأشخاص المناسبين لهذه القضية، أيها المدير. |
Eğer bu işi yapacaksak polislerin yanlış tarafa baktıklarından emin olmalıyız. | Open Subtitles | إذا فعلنا هذا، يجب علينا أن نحرص بأن الشرطة تنظر في الإتجاه الخاطئ. |
Pekâlâ, aynı bölgeyi arayıp durmadığımızdan emin olmalıyız. | Open Subtitles | حسنٌ، علينا أن نحرص على عدم تغطيتنا لنفس المنطقة. |
Günümüzde çok fazla bağışıklık sistemi sorunuyla uğraştığımızdan, çiğ gıdaların her öğünümüzün en az %51'ini kapsadığından emin olmalıyız. | Open Subtitles | و ﻷننا نتعامل مع الكثير من مشاكل النظام المناعي هذه اﻷيام علينا أن نحرص على احتواء كل وجبة على 51% طعام نيّئ على اﻷقل، |
Kimsenin onu bulamayacağından emin olmalıyız. | Open Subtitles | و علينا أن نحرص ألّا يجده أحدٌ أبداً |
Onu bulduğuna emin olmalıyız. | Open Subtitles | يجب علينا أن نحرص على أنه يعثر عليها. |
Doğru kararı verdiğimizden emin olmalıyız. | Open Subtitles | علينا أن نحرص بإتخاذ القرار الصائب. |
Doğru kararı verdiğimizden emin olmalıyız. | Open Subtitles | علينا أن نحرص بإتخاذ القرار الصائب. |