Bence haklı ve bunu konuşmalıyız. | Open Subtitles | أعتقد بأنه مُحق. و أعتقد أن علينا الحديث عن الأمر. |
- Bence konuşmalıyız. | Open Subtitles | و لكن بما اننا نريد تغلب على القضية فكرت بأن علينا الحديث |
İkinci şey, incinebilirlik ve cesaret arasındaki ilişkiyi nihayetinde anlamamın yanı sıra öğrendiğim ikinci şey şu: Utanç hakkında Konuşmamız gerek. | TED | الأمر الثاني، بالإضافة إلى فهم العلاقة بين الإنكشاف والشجاعة أخيرا، الأمر الثاني الذي تعلمته هو التالي: يجب علينا الحديث عن العار. |
- Anlıyorum ama Konuşmamız gerek. | Open Subtitles | . و انا اتفهم هذا , لكن يتوجب علينا الحديث الان |
Bence bu konuyu konuşmamız lazım. | Open Subtitles | بدلاً من ذلك أظن أن علينا الحديث في هذا الموضوع |
Şu an şoktasın. Bunu konuşmak zorunda değiliz. | Open Subtitles | انتي في حالة صدمة, لا يجب علينا الحديث حول الأمر |
Onunla konuşmamız gerekiyor. | Open Subtitles | علينا الحديث معها |
Doktor, konuşmamız gereken bir şey var. | Open Subtitles | دكتور هناك شئ علينا الحديث عنه |
- Morgan, konuşma-- - Chuck, konuşmalıyız. | Open Subtitles | مرحبا، مورغان يجب علينا الحديث إلى تشاك، اسمع |
Partim hakkında konuşmalıyız. Tabii tek gecelik ilişkiden çıkacak enerjiyi bulursan. | Open Subtitles | علينا الحديث عن حفلتي هذا لو كان لديكِ الطاقة |
İyi, çünkü şu mülakat hakkında konuşmalıyız. | Open Subtitles | سوّيت الأمور من طرفي جيد ، إذ علينا الحديث عن المقابلة |
Şu, taşınmayla ilgili konuşmalıyız. | Open Subtitles | فقط. علينا الحديث بشأن الإنتقال. |
Siz ikiniz, oturun. Konuşmamız gerek. | Open Subtitles | أنتما الاثنين، اجلسا علينا الحديث |
Görünüşe göre Bayan Cosgrove ile yeniden Konuşmamız gerek. | Open Subtitles | يبدو أننا سيتوجب علينا الحديث مع الأنسة "كوسجروف" مجدداً |
Dün akşam Konuşmamız gerek dedi. | Open Subtitles | قال البارحة بأنّ علينا الحديث |
Peki şu "Konuşmamız gerek" neyin nesi? | Open Subtitles | إذاً فما مسألة "علينا الحديث" هذه؟ |
Aynada gördüğünü sandığın şey hakkında konuşmamız lazım. | Open Subtitles | اصغِ علينا الحديث عمّا تظنين أنك رأيتيه في المرآة |
Sonrasında günü beraber geçiririz diye düşünüyordum çünkü cidden konuşmamız lazım. | Open Subtitles | ولكنّي كنتُ آمل أن نقضي اليوم معاً بعد ذلك لأنّ علينا الحديث |
İstemiyorsan bunu konuşmak zorunda değiliz. | Open Subtitles | ليس علينا الحديث عن ذلك إدا كنت لا تريدين. |
konuşmak zorunda değiliz güzellik. Vay. Jonah Brock'ın mazeretini mi kontrol ediyorsun? | Open Subtitles | لا يتوجب علينا الحديث أيتها الجميلة تقوم بالتحقق من عذر غياب جونا بروكس .. |
- Ağabeyini ne yapayım, seninle konuşmamız gerekiyor. | Open Subtitles | ـ علينا الحديث. ـ ليس الآن. |
- Gerçekten konuşmamız gerekiyor. | Open Subtitles | -لكن, علينا الحديث حقاً . -عن ماذا؟ |
Ve bir de konuşmamız gereken şu mesele var. | Open Subtitles | وهنالك الأمر الذي علينا الحديث عنه |