Bu yüzden biz de ne yapacağımızı bilmiyorduk. | TED | وبالتالي لم نعرفُ ما يجبُ علينا القيام به. |
Ona ne yapacağımızı bilmiyoruz. | Open Subtitles | ليس لدينا أدنى فكرة عما يجب علينا القيام به معه |
Baba, gitmeden önce bir şey daha yapmalıyız. | Open Subtitles | يا أبي، هناك واحد يتعين علينا القيام به قبل أن نذهب |
Küresel Hedefler'e ulaşmak için ne yapmamız gerekiyor? | TED | ما الذي يجب علينا القيام به لتحقيق الأهداف العالية؟ |
Tek yapmamız gerekenin onlardan daha çok para harcamak olduğu ortaya çıktı. | Open Subtitles | إتّضح أنّ جلّ ما علينا القيام به هو أن نصرف عليهم أكثر. |
Tek Yapmamız gereken arabayı ateşe vermek polis de çıkan yangında öldüğümüze inanır. | Open Subtitles | كل ما علينا القيام به هو حرق السيارة سيعتقدون أننا متنا في الحريق |
Ne yapmamız gerektiğini biliyorduk, uçağın arkasında bu kadar yük varken sağlam kalabileceğinden emin olmak için mühendisleri devreye sokmak lazımdı. | Open Subtitles | كنا نعرف ما كان علينا القيام به. كان علينا أن تتورط المهندسين. للتأكد من أن الطائرة يمكن أن يقف هذا الإجهاد. |
Bağışlayın bizi Lordum, başka ne yapacağımızı bilemedik. | Open Subtitles | سامحنا, سيدي، لم نكن نعلم ما علينا القيام به. |
Biz de koça anlatıp ne yapacağımızı düşünelim. | Open Subtitles | سوف نخبر المدرب ومعرفة ما يجب علينا القيام به بعد ذلك |
Bana ne yapacağımızı söyleyecektin. | Open Subtitles | أجل أنا هنا -قلت لي أن أتصل بك لمعرف ما علينا القيام به |
Yapacaksak doğru düzgün yapmalıyız ama. | Open Subtitles | ولكن إذا كنا سنقوم بهذا علينا القيام به بالشكل الصحيح |
"Neden buradayız?" ve "Burada olduğumuz sürede bununla ilgili ne yapmalıyız?" | TED | "لماذا نحن هنا؟" و "ما الذي يجب علينا القيام به بينما نحن موجودون؟ |
İdeallerimize ulaşmak için ne gerekiyorsa yapmalıyız. | Open Subtitles | سنقوم ما يتوجب علينا القيام به فقط. |
Senden kurtulmak için ne yapmamız gerekiyor? | Open Subtitles | ماذا علينا القيام به للتخلص منك، يا سيد ارمسترونغ؟ |
Bunlardan daha ne kadar yapmamız gerekiyor ki? | Open Subtitles | كم من هذه يتعين علينا القيام به على أي حال؟ |
İnsanların güvenliğini sağlamak için bunu yapmamız gerekiyor. | Open Subtitles | وهذا ما يتعين علينا القيام به للحفاظ على أمن الناس |
Şimdi bize şu anda bir partide olduğunu ve tek yapmamız gerekenin onu bulmak olduğunu mu söylüyorsun? | Open Subtitles | بإنه في حفلة في الوقت الحالى، وكل ما علينا القيام به هو العثور عليه؟ |
Tek Yapmamız gereken şey kendimize inanmalıyız ve biz bu dünyayı değiştirebiliriz. | Open Subtitles | كلُّ ما علينا القيام به هو الإيمان بأنفسنا وبقدرتنا على تغيير العالم. |
Tamamdır, o zaman tek Yapmamız gereken pulun nerede tutulduğunu bulmak. | Open Subtitles | حسناً، كل ما علينا القيام به هو معرفة أين يحتفظون بالطّابع |
Sen ve ben en başında Yapmamız gereken bir şeyi yapacağız. | Open Subtitles | أنت و أنا سنقوم بشيئ كان علينا القيام به منذ البداية |
Bir başka deyişle, ne yapmamız gerektiğini nasıl bulduğumuz, bir bakıma rastlantısal, bir bakıma da “ad hoc” (niyete mahsus) | TED | في عبارة أخرى ، إنها نوعٌ من العشوائية ، نوعٌ من القرارات الوقتية ، كيف يمكننا معرفة ما يجب علينا القيام به. |