Sana sormak istediğim bir şey vardı... ama kabul etmeyeceğinden korkuyordum. | Open Subtitles | حبيبتي هناك سؤالاً أريد إجابة عليه لكن أخشي أنكي لا توافقيـن |
İtiraz ederim ve hakim kabul eder ama jüri bunu öğrenmiş olur. | Open Subtitles | انا اهدف الى, ان القاضي يحافظ عليه, لكن هيئة المحلفين تستمع اليه. |
Onu da haklayabiliriz bence. ama insan zayiatından kaçınmak zor olacak. | Open Subtitles | أعتقد أنه بإمكاننا إطلاق النار عليه لكن سيتسبب هذا بخسارة جسيمة |
- Çok dikkatli bakamadım ama beyaz saçlı ve gözlüklüydü. | Open Subtitles | ألقيت نظرة سريعة عليه لكن كان أبيض الشعر ويرتدي نظارات |
Tabii. Bak, bunun kulağa çılgınca geldiğini ve kanıtım olmadığını biliyorum, ama... | Open Subtitles | اسمع, اعلم أن هذا يبدو جنونياً وليس لدي دليل عليه, لكن 000 |
Petrol endüstrisi eskiden olduğundan daha temizdi, ama körfezin bazı bölümleri hala kirli geçmişteki efsanevi büyük sızıntılar yüzünden. | Open Subtitles | الصناعة النفطية أكثر ،نظافةً ممّا كانت عليه لكن أجزاء من الخليج بقيَت ملوثة بسبب بقايا التسربات الكبيرة في الماضي |
Bu çok acı bir olay, ama endişeye kapılacak bir şey yok. | Open Subtitles | كل هذا مأسوف عليه لكن ليس هناك داع للتوتر |
Siz alışmış olabilirsiniz, ama ben iğrendim. | Open Subtitles | ربما أنتِ تعودتِ عليه لكن بالنسبه لي شيء مقزز. |
ama bitmek tükenmek bilmiyordu. | Open Subtitles | حاولت صب هذا عليه , لكن دائماً كان هناك المزيد أتعلمون ؟ |
Ona başaltmaya çalıştım ama her zaman daha fazlası vardır bilirsiniz. | Open Subtitles | حاولت صب هذا عليه , لكن دائماً كان هناك المزيد أتعلمون ؟ |
Ben ne olduğunu tahmin edebiliyorum, ...ama oraya nasıl girdiğini bilemem. | Open Subtitles | أنا أعلم ماتبدو عليه. لكن لا أستطيع أخبارك كيف دخلت, القي نظره. |
Kötü haber vermek istemem, ama bunu bilmesi lazım, değil mi? | Open Subtitles | أنا لا أريد أن أجلب النحس عليه لكن ماذا تعرف؟ |
Niyetini bilmiyorum, ama dikkatli olsan iyi edersin. | Open Subtitles | لا أعلم ما تظن أنك مقدم عليه لكن الأفضل أن تكون حذرا |
Ve onun için endişeleniyorum, ama kendi hayatını unutmak zor. | Open Subtitles | وأنا قلقة عليه لكن من الصعب جعل حياتك في وضع الأنتظار |
Biliyor musun, aslında onu kontrol edebilirsin ama işin içine bilinç altı girdiği zaman, durum değişiyor. | Open Subtitles | وأنت صاحي يمكنك السيطرة عليه لكن وأنت في اللا شعور سيكون الوضع مختلفاً |
Bu evlilik büyükbabanın zorlamasıyla oldu gibi görünüyor ama gerçekte biz de Sangmin'i damadımız olarak görmek istiyorduk. | Open Subtitles | هذا الزواج يبدو مثل جدّك أجبركِ عليه لكن في الحقيقة أردنا سانجماين كصهرنا |
Hâkim unsur kırmızı ama camgöbeği ve mavi de var. | Open Subtitles | إن الأحمر يهمن عليه لكن هناك الأزرق، والسماوي |
Her zaman onunla uğraşırdık, ama bu sefer... biraz ileri gittik. | Open Subtitles | بيتر كان الأصغر ودائما ما تنمّرنا عليه لكن هذه المرة أصبح الأمر أقسى |
Biliyorum, elde etmek imkansız, ama imkansızı mümkün kılabilir misiniz diye merak ediyordum. | Open Subtitles | أعرف أنه يستحيل الحصول عليه لكن أتسائل إن كان بإمكانك جعل المستحيل ممكناً لو أن ذلك ممكناً |
Paraya odaklanarak kendinize çekebilirsiniz ama bu varlıklı olacağınız anlamına gelmez | Open Subtitles | كما تعلم، يمكن أن تسعى وراء المال وقد تحصل عليه لكن ذلك لا يضمن أنك ستكون ثريا |