Ama bununla yaşamak zorundayım hayatım boyunca ve düşüneceğim ki gerçekten değer miydi diye? | Open Subtitles | ولكن سيكون علي العيش مع هذا لبقية حيايت وأتعجب اذا كان كا هذا يستحق |
O bir suçlu olduğu için ben Tulsa'da yaşamak zorundayım öyle mi? | Open Subtitles | " لماذا علي العيش في " تولسا لأنه كان مجرم ؟ |
Çünkü hayatımın sonuna kadar bununla yaşamak zorundayım. | Open Subtitles | لأنه كان علي العيش مع نفسي لبقية حياتي |
'Ama sen o gün hayatı öldürdüysen ben de aşkı öldürdüm... '... ve ben de onsuz yaşamalıyım.' | Open Subtitles | ولكن أذا قتلت الحياة في ذلك اليوم أذن، أنا قتلت الحب والأن يجب علي العيش بدونة |
Bugün yaşayacağım çünkü muhtemelen yarın öleceğim. | Open Subtitles | علي العيش اليوم و من الممكن الموت في الغد |
# Ben sensiz yaşayamam ki # | Open Subtitles | ? لن أقدر علي العيش بدونك ? |
Ve bir ömür boyu bununla yaşamak zorundayım. | Open Subtitles | و علي العيش مع ذلك إلى الأبد |
Bu hata ile yaşamak zorundayım. | Open Subtitles | علي العيش مع هذا الخطأ |
Ne yazık ki bundan sonra Cross'un haklı olduğu bir dünyada yaşamak zorundayım. | Open Subtitles | باستثناء أنه علي العيش في عالم كان (كروس) محقًا فيه |
Belki de bir kafeste yaşamalıyım. | Open Subtitles | ربما ينبغي علي العيش في قفص |
Kızım için yaşamalıyım. | Open Subtitles | أن علي العيش لأجل ابنتي |
Yani ölene kadar burada yaşayacağım. | Open Subtitles | و لهذا يجب علي العيش هنا إلى اليوم الذي أموت فيه؟ |
Sırf bir doktor dedi diye burada mı yaşayacağım? | Open Subtitles | يفترض علي العيش هنا بسبب طبيب ما؟ |
# Ben sensiz yaşayamam ki # | Open Subtitles | ? لن أقدر علي العيش بدونك ? |