Yeni boşanmış, iyi görünümlü, kendi işini yapan biri. | Open Subtitles | حصل على الطلاق مؤخراً وسيم جداً لديه عمله الخاص |
Bir kaç yıl önce kendi işini kurmak için buraya geldi. | Open Subtitles | أنتقل إلى هنا منذ عدة أيام ليبدأ عمله الخاص |
1985 yılında evini ipotek ederek kendi işini kurmuş, ve şimdiyse değeri 8 sıfırı bulan bir yatırım şirketi çalıştırıyor. | Open Subtitles | بدأ عمله الخاص في عام 1985، عن طريق رهن منزله، والآن... يدير شركة إستثمار لديها أصول ماليّة تبلغ مجموعها ثمانية أصفار |
Gelecek on yıl içinde çok çeşitli insanlara çalıştı her kuruşu kendi işi için biriktirdi. | Open Subtitles | و في الـ 10 سنوات التي بعدها عمل لعدة أشخاص مدخراً كل قرش من أجل بدء عمله الخاص. |
Her erkeğin kendi işi olacak diye bir şart yok. | Open Subtitles | كل رجل ليس مضطراً أن يكون له عمله الخاص |
Ödülünüzün kendine ait bir işi var. | Open Subtitles | دعينى اخبرك ماذا ربحتى لديه ابتسامة جميلة و لديه عمله الخاص |
TA Güvenlik adında kendine ait bir işi var. | Open Subtitles | لديه عمله الخاص ، شركة أمنية |
- Babam kendi işini yürüttü. | Open Subtitles | قام والدي بتشغيل عمله الخاص |
Zeke'in kendi işini kurduğunu öğrendim. | Open Subtitles | إكتشفت أن (زيك) كان يقوم ببناء عمله الخاص |
Burada kendi işi olan bir var mı? | Open Subtitles | ألا يوجد أحد هنا يملك عمله الخاص |
- kendi işi. | Open Subtitles | ـ هذا عمله الخاص |
"kendi işi var." | Open Subtitles | "حسنا، انه يملك عمله الخاص". |