Benim işim, yeni de tanışmış olsam... insanlara yardım etmek. | Open Subtitles | عملى هو مساعدة الناس بما فيهم هؤلاء الذين أقابلهم للتو |
İşim sana anlamsız, aptalca gelebilir ama değil. Amaçsız değil. | Open Subtitles | بالنسبة لك,عملى قد يبدو عديم الجدوى ولكنه بعيد عن التفاهة. |
Keşke artık bunlar olmasa. İşimi daha iyi yapabilmek isterdim. | Open Subtitles | الذي أبداً لا يحدث وجود جانب سلبى جيد فى عملى |
İşimi nasıl yapacağıma dair senin ne iznine, ne de onayına ihtiyacım var. | Open Subtitles | .. و لا أنتظر إذنك أو موافقتك على كيفية إدارة عملى أيها الضابط |
İşimin, diledikleri gibi başkalarına ait olabileceğini sanıyorlardı. | Open Subtitles | كان من المعتقد أن عملى يخص الأخرين ليصنعوا به ما يعجبهم |
O şeyin etkisindeyken, iş sahalarımdan birisinin üzerinde hiç kamyon kullandın mı? | Open Subtitles | هل قدت شاحنه إلى داخل موقع عملى عندمل كنت تتناول هذه الأشياء |
İşimden rant sağlayıp, karşılığında hiçbir şey vermeyenlerin kaprisleriyle inşaatım biçimsizleştirildi. | Open Subtitles | ومبناى تم تشويهه تبعاً لأهواء الأخرين الذين حققوا المنافع من وراء عملى ولم يعطونى شيأً فى المقابل |
Ama bu ve işim dışında hayat genel olarak iyiydi. | Open Subtitles | و بجانب هذا و عملى معه الحياة كانت جميلة حقا |
Karısına sahip çıkamayan bir erkeğe hakaret ettiler. Benim işim mi bu? | Open Subtitles | لقد اهانوا رجلا لم يستطيع الحفاظ على زوجته ,هل هذا عملى انا؟ |
İşim, insanların hatırlamak istedikleri... şeyleri hatırlamalarına yardım etmek Fletcher. | Open Subtitles | عملى مساعدة الناس على تذكّر ما يرغبون فى تذكّره فليتشير |
Benim işim düzenleyicileri almak. Senin işin de yeni paralar getirmek. | Open Subtitles | انا عملى ان اتخطى القوانين وانت عملك ان تحضر اموال جديدة |
İşim şu an en kötüyü düşünmek ve bu da kaçırıldığı anlamına geliyor. | Open Subtitles | و انتى غير متأكدة من كونها قد اوخذت عملى هو توقع الاسوء الان |
İşim gereği dünyanın her tarafına gittim henüz acının var olmadığı bir yere ayak basmadım ama aynı zamanda acının var olduğu her yerde bir iyileşme potansiyeli de vardı. | TED | عملى أخذني بجولة حول العالم، ولم أضع قدما بعد فى مكان لا يوجد به ألم ففيها جميعها تكون جهود المعالجة غائبةً بالكامل. |
İşimi bir yere taşımam gerekiyordu ve burası bana iyi hizmet vermiştir. | Open Subtitles | يجب ان احضر عملى لمكان ما و هذا المكان كان جيدا لى |
Eğer içinizden bir kısmınız işimi yapmadığımı söylüyor ya da düşünüyorsa anlayışla karşılarım. | Open Subtitles | وإذا يعتقد بعض منكم او يقول انى لا أؤدى عملى أنا اتفهم هذا |
Kendin birşeyler yapasın diye sana çok şans verdim. İşimi bıraktım. | Open Subtitles | لقد منحتك الفرصة كى تحسّن ظروفك لقد تركت عملى لأجلك |
Evet, biliyorum, ama işimin gereği bu. Lütfen, bayan, oturun! | Open Subtitles | نعم,اننى اعرف ,ولكن هذه متطلبات عملى, فارجوكى اجلسى |
Herkes doktora karşıyken... ona yardım ettiğim duyulursa burada bir daha iş yapamam. | Open Subtitles | بهذه المشاعر تجاه الطبيب سأفقد عملى إن عرفوا أننى ساعدته |
Ve bazen de aptal gibi CIA'deki işimden söz ederdim. | Open Subtitles | وأحياناً,بحماقة, حول عملى فى وكالة المخابرات المركزية. |
Şaka yapıyor olmalısın Bildiğiniz gibi bay Bond işimde şaka yapmama prensibine sahibim. | Open Subtitles | لابد ان تمزح كما تعلمت من سلفى, لا امزح ابدا فى عملى, بوند |
Lanet olası görevim bu. Ve sana söyleyeyim dostum, bunu yapmak hoşuma gidiyor. | Open Subtitles | ذلك عملى وأنا لا أمانع أن أخبرك يا زنجي ، إنه عمل يستحق |
Demek ki gücün peşindeydiniz, Bay Wynand ve pratik bir insan olduğunuzu düşünüyordunuz. | Open Subtitles | إذا انت كنت تسعى وراء القوة، سيد ويناند وكنت تعتقد أنك رجل عملى |
Rahip bana kendi işlerinden bahsetmiyor, ben ne diye kendi işlerimi anlatayım ki? | Open Subtitles | حسناً ، إن القس لا يحكى له عن عمله لا أرى داعٍ لأن أخبره عن عملى |
Tekrar gözlüklerimi taktım ve işime devam ettim. | Open Subtitles | ثم, ارتديت نظارتى ثانية وبدأت فى عملى مرة اخرى |
çalıştığım yere gelip kavga çıkarıyorsun. | Open Subtitles | لتعترضنى فى محل عملى وكنت على وشك الدخول فى مشاجره |
Çok iyi bir oyuncu değilim ama yüzüm sayesinde çalışıyorum. | Open Subtitles | ذلك ليس جيّدا لممثّل. هذا هو مصدر عملى أعرف ذلك. |