Bunun kaçınılmaz bir son olup olmadığını veya bunun için Bir şeyler yapıp yapamayacağımızı merak ettim. | TED | تساءلت لو كانت هذه نتيجة محتومة، أو هل يمكننا عمل شيء ما بشأنها. |
Gerçekten minibüsle ilgili Bir şeyler yapmamı istiyormuşsun. | Open Subtitles | لقد أردتني حقا عمل شيء ما بهذه الشاحنة تعرفي ماذا؟ |
Bir şeyler yapabilmeyi çok isterdim ama şirket politikası, anlarsın ya? | Open Subtitles | حسنا، أتمنى أن استطيع عمل شيء ما لكنها نوع ما من سياسة الشركة أنت تعلم؟ |
Bilgi hoşumuza giderse belki Bir şeyler ayarlarız. | Open Subtitles | حسنا، إذا كانت معلوماتك صحيحة فربما يمكننا عمل شيء ما |
Bir şeyler çıkarabileceğimizden eminim diyorum. | Open Subtitles | إنّني أقول أنا واثق أنّ بإمكاننا عمل شيء ما. |
Bu tarz bir yetenek bize süreçte, çok çok daha önce, içinde 100 milyon hücre olmasından önce tümörleri alabilir ve bu konuda Bir şeyler yapabiliriz. | TED | قدرة كهذه يمكن أن تسمح لنا بأن نكتشف الأورام فعليا في وقت أبكر بكثير من العملية، أبكر بكثير من وجود 100 مليون خلية بالداخل، لنتمكن فعليا من عمل شيء ما بخصوها. |
Bu bir iş. Herkes Bir şeyler yapmak zorundadır. | Open Subtitles | انها وظيفة, كل شخص عليه عمل شيء ما |
Ama belli ki bir şey yapabileceklerini düşünüyorlar. - Bir şeyler... | Open Subtitles | لكن من الواضح أن بمقدورهم عمل شيء ما |
Bir şeyler yapabileceğimize eminim. | Open Subtitles | أنا واثق من أننا يمكن عمل شيء ما. |
Gerçekten Bir şeyler yapabileceğimize inanmıştım. | Open Subtitles | أنا أعتقد حقاً أن بإمكاننا عمل شيء ما. |
Şirket Denisov konusu için beni yolladı, Bir şeyler yapabilir miyiz diye. | Open Subtitles | ورد بيان من الشركة لي للتعامل مع دينيسوف ، نرى ما اذا كنا يمكن عمل شيء ما . |
Hatta inanılmaz derecede büyük sayılar, çünkü Bir şeyler yapılabilecek kadar erken yakalamak, üzerinde çalışabilmek için, mantıklı Bir şeyler yapabilmek için tümörleri binlerce hücre boyutundayken yakalamamız lazım ve ideal olarak sadece avuç kadar hücre boyutunda. | TED | إنه في الواقع رقم كبير بشكل لا يصدق، لأن ما نحتاجه حقا لنكشف عن شيء ما مبكرا بما فيه الكفاية لنتمكن من عمل شيء ما بخصوصه، لنتمكن من عمل شيء ذو معنى بخصوصه، حسنا، نحتاج إلى اكتشاف أورام بحجم 1000 خلية، و بشكل مثالي، بحجم حفنة من الخلايا فقط. |
Acilen Bir şeyler yapılmalı. | Open Subtitles | يجب عمل شيء ما بسرعة |
Bir şeyler ayarlayabiliriz. | Open Subtitles | يمكننا عمل شيء ما. |
Bir şeyler yapmam lazım. | Open Subtitles | حسناً، يجب علي عمل شيء ما |
Burada Bir şeyler deniyoruz. | Open Subtitles | إننا نحاول عمل شيء ما هنا |
Navid ile aramı güzeltmem için Bir şeyler yapmalıyım. | Open Subtitles | أحتاج إلى عمل شيء ما (لإصلاح الأمور مع (نافيد |
Belki Bir şeyler ayarlayabiliriz. | Open Subtitles | ربما يمكننا عمل شيء ما |
Bir şeyler yaparız. | Open Subtitles | -لا. سنقوم من عمل شيء ما. |
Bir şeyler yapmalı. | Open Subtitles | -لكن لابد من عمل شيء ما |