müşterin dün gece bir gardiyanı vurdu bir hemşireye saldırdı, akıl hastanesinden kaçtı, araba çaldı... | Open Subtitles | الليلة الماضية عميلتك اوقعت حارسا الارض هددت ممرضة و سرقت سيارة و هربت من المؤسسة العلاجية |
Kısacası müşterin hiçbir yere gitmiyor, ta ki ekibim... | Open Subtitles | إذا عميلتك ن تذهب إلى أي مكان حتي يقوم فريقي |
Geri dönüp sattığın gazeteyi müvekkilin aldığı için mutlu musun? | Open Subtitles | هل أنتَ سعيد لأن عميلتك حصلت على الصحيفة أم أنكَ ذهبتَ و بعتها؟ |
Yeminli ifadeden sonra müvekkilin tırstı çünkü duruşmaya kadar başaramayacağını biliyordu. | Open Subtitles | عميلتك انهارت بعد هذاك الاجتماع لانها تعلم انها لن تستطيع النجاح في المحكمه |
Listedeki kişilerle görüşmeme izin verirseniz işbaşındaki ajanınız dönmeden casusu meydana çıkarırım. | Open Subtitles | إذا سمحت لي بالتحدث إلى الأشخاص الذين في القائمة, فسوف أكتشف الجاسوس قبل أن تعود عميلتك الميدانية |
Müvekkiliniz, şu anki durumuyla ülke güvenliğini tehlikeye atıyormuş. | Open Subtitles | عميلتك, في حالتها العقلية الأن تمثل تهديدا على الأمن القومي |
Neden bahsettiğini bilmiyorum, dostum. Bu sen ve müşterin arasında. | Open Subtitles | أجهل عمّا تتحدث هذا شأن بينك وبين عميلتك |
Hayır, bir seçmeye katılmak istiyorum yoksa beni arkadaşın ve müşterin olarak kaybedersin. | Open Subtitles | لا , فأنا أريد تجربة أداء التمثيل أو سوف تخسرني كصديقتك . و عميلتك |
müşterin artık çekici değil mi? | Open Subtitles | إذاً لم تعد منجذباً إلى عميلتك. |
Bu benim yeni müşterim. Yeni müşterin mi? | Open Subtitles | هذة هى عميلتي الجديدة عميلتك الجديد ؟ |
Flaş haber, Perry. müşterin Ames, küçük kardeş oymuş. | Open Subtitles | آخر الأخبار يا (بيري)، عميلتك (آيمز) كانت الأخت الصغرى |
müvekkilin şu evrakları imzalasın yoksa cidden yaparım dediklerimi. | Open Subtitles | دع عميلتك توقّع هذه الأوراق الآن أو سأقوم بهذا في الواقع |
müvekkilin cezai suça karıştı. Ulusal güvenliği tehlikeye attı. | Open Subtitles | عميلتك سمحت بارتكاب فعل إجرامي لقد هددت الأمن القومي |
- O da mı müvekkilin? | Open Subtitles | في توكيل محام إنها عميلتك أيضا؟ |
Evet Jeff, ayrıldı ve olayın sonucunda ajanınız özgür kaldı. | Open Subtitles | اجل، "جيف" ، لقد حوّل وكنتيجة لهذا عميلتك تم تحريرها |
Bu ne kadar benim tokmağımsa o da o kadar sizin Müvekkiliniz. | Open Subtitles | هي عميلتك إن كانت هذه مطرقتــــي |
Bilgin olsun diye söylüyorum Ajanın benim direkt emrime karşı gelip Luke Dempsey'i serbest bıraktı ve sonra şüpheliyi destek olmadan yakalamaya çalıştı. | Open Subtitles | -للعلم، عميلتك عصت أمراً مباشراً مني ، إطلاق سراح (لوك ديمسي)، ومحاولة القبض على مشتبه دون مساندة. |
Çünkü senin için çalışıyordu. Claire senin ajanındı. | Open Subtitles | لقد كانت تعمل لديك، كلير كانت عميلتك.. |
Ajanının bir planı olduğuna güven. | Open Subtitles | ثق بأنّ عميلتك لديها خطة كان لدينا خطة. |
Hastaneden ilaç çaldın ve onları Amy Dodd'a sattın en büyük müşterine, sette tanıştığın. | Open Subtitles | لقد سرقتِ المُخدرات من المُستشفى (وقمتِ ببيعها لـ(آمي دود عميلتك الأفضل ، التي قابلتيها أثناء التصوير |
Müvekkilinin alternatif çözüm önerisi ne? | Open Subtitles | ما الذي تنوي عميلتك أن تقدّمه كعرض بديل ؟ |
müvekkilinize sorun, çünkü yeminli ifadesini verdiği zaman yemin ettiğinde emin olun kanıtımız olacak. | Open Subtitles | اسأل عميلتك بخصوص هذا لأنه عندما نستجوبها تحت القسم و يمكنك ان تتأكد بهذا |