"عندما طلبت" - ترجمة من عربي إلى تركي

• istediğinde
• istediğimde
• teklif ettiğimde
• sorduğunda
• sorduğumda
• istediğinizde
• teklif ederken
• istediğim zaman
• zaman ısmarladım

Issızlıkta o kadar uzun süre yaşadım ki; Atlantis'e gelmemi istediğinde, ben...
لقد عشت فى عزلة لزمن طويل بحيث أنك عندما طلبت منى الحضور

Bizi kurtarmanı istediğimde, kafesi açmadın.
عندما طلبت منك تحريرنا لم تحاول أن تفتح القفص

Ona evlenme teklif ettiğimde yüzde yüz emin değildim.
عندما طلبت منها الزواج بي لم أكن متأكّد تماماً

Ve bu imkana National Geopgraphic kanalı bana Çin hakkında birşey yazmak isteyip istemediğimi sorduğunda kavuştum.
وأتيحت لي الفرصة لفعل ذلك عندما طلبت مني مجلة ناشونال جوغرافيك إذا ما كنت أرغب في كتابة شئ عن الصين.

Ama sorduğumda güldüler sadece.
لكنهم ضحكوا عليّ عندما طلبت منهم العمل في هذا المجال

Bugün size eşlik etmemi istediğinizde bunu beklemiyordum.
عندما طلبت إصطحابي بعد ظهر اليوم، لم أكن أتوقع ذلك

O şarkıyı öğrendim çünkü karıma evlenme teklif ederken söylemek istiyordum.
انا تعلمتها فقط حتى يمكننى عزفها لزوجتى عندما طلبت منها الزواج

Neden senden istediğim zaman kasetimi dinlemedin?
لِمَ لم تستمع للشريط عندما طلبت منك ذلك؟

Akşam yemeğini o zaman ısmarladım.
كان ذلك عندما طلبت العشاء

Benden bunu yapmamı istediğinde senin de işin içinde olduğunu söylememiştin.
لم تخبرني انك متورط بهذه الحالة عندما طلبت مني القيام بهذا

Yardım istediğinde, kimi tutuklamam gerektiğini biliyor muydun?
عندما طلبت مساعدتى , ألم تعرف من الذى سـأعتقلـه ؟

Polis Michael'ın resmini istediğinde hangisini vereceğime karar veremedim.
عندما طلبت الشرطة صورة لـ مايكل لم أتمكن من أقرر أي واحدة لأعطيهما

Efendim, geçen sefer sizden kızınızi istediğimde... alışılmadık fikirlerime itiraz ettiniz.
سيدى, عندما طلبت يد ابنتك إعترضتَ على أرائى المتحررة

Koltuğumu oynatmamanı istediğimde benim hislerime saygı duyman gibi.
مثلما إحترمت مشاعري عندما طلبت منك أن لا تحرك كرسيي من مكانه

Bir tornavida ödünç istediğimde, biraz sınırı aşmış olabilirim.
اعتقد اني عبرت الخط عندما طلبت منك استعارة المفك

Aslında sana çıkma teklif ettiğimde evet demene şaşırdım.
أنا في الواقع فوجئت بموافقتك عندما طلبت منك الخروج في موعد

"Gerçekten çok güzel" olsaydım sana teklif ettiğimde kabul ederdin.
انت للغاية جميلة حقا ثم قد تقول نعم عندما طلبت الخروج

Zamanında önemli derecede cesur ve cesurca önemli bir kadına âşıktım ancak kendisine evlilik teklif ettiğimde karmaşık ve akıl sır erdirilemeyen sebeplerden ötürü bana bir cevap verememişti.
لكني أحببت بيأس امرأة شجاعة بشكل متميز ومتميزة بشكل شجاع، والتي، عندما طلبت الزواج بها، وجدت، لأسباب معقدة وغير مفهومة،

Çay isteyip istemediğimizi sorduğunda kabul etmeliydik.
كان يجب علينا البقاء لشرب الشاى عندما طلبت منا هذا

Yardım eder misin diye sorduğunda cevabım şu olmalıydı artık:
لذا عندما طلبت مُساعدتي ... حسناً, اجابتي تحتم أن تكون

Hatırlarsan ablamın düğününde sana "hayır" der misin diye sorduğumda, varım demiştin.
هل تتذكر في زواج اختي عندما طلبت منك قلت لعبة

Size katılmamı istediğinizde benden olaya dahil olmamı istediğinizi sanmıştım.
ظننتُ أنّك عندما طلبت منّي الانضمام إليكما، كنت تتوقّع منّي أنْ أشارك.

Peki, sana bir şey sorayım. Ona çıkma teklif ederken tam olarak ona ne dedin?
دعني أسألك عن شيء، ماذا قلت لها بالتحديد عندما طلبت الخروج معها؟

Babamın hayatta kalmasını istediğim zaman kimse bana cevap vermedi.
لم يجيبنى أحداً عندما طلبت أن يبقى أبى حياً