İlk başta dayanak noktası olarak onları rahat oldukları zaman inceledik. | TED | الحالة الاولى نظرنا إليهم في الحالة الاعتادية عندما كانوا في راحة |
Ayakta durmakta bile zorlandıkları halde niye onları bu kadar zorluyor? | Open Subtitles | لماذا هو أوصلهم عندما كانوا متعبين جدا لأن ينهضوا؟ |
15 yaşındayken onları yakalamış. | Open Subtitles | شاهدتهم، مع بعضهم البعض عندما كانوا في الخامسه عشر. |
15 yaşımdayken onları uykularında çekiçle doğradım. | Open Subtitles | عندما كنت أناهز الـ15 ضربتهم بالمطرقة عندما كانوا نائمين |
Baş subayım ve ben yiyecek ve su arıyorduk, onlar ise nöbetteki adamlarımın üstesinden gelip onları soğuk kanlılıkla öldürmüşler. | Open Subtitles | عندما كانوا أكثر قوه من الرجل الذى يراقبهم قتلوه بدماء بارده |
Küçüklerken onları köpekbalıklarına olan korkularını yenmelerine yardımcı olmak için havuzun en derin yerine atardım. | Open Subtitles | عندما كانوا صغار، رميت بهم لعمق مسبحنا كي أساعدهم ليتخطوا هاجس الخوف من أسماك القرش |
Regina, çocukları daha çok küçükken, birkaç ay arayla, onları ordan oraya sürükleyen biriydi. | Open Subtitles | كانت الشخص الذي ينتقل بأطفاله من مكان إلى مكان تعلمون، حتى لو بضعة أشهر عندما كانوا صغار جداً |
onları sadece ara sokakta koşarlarken arkadan gördüm. | Open Subtitles | رأيتهم فقط من الخلف عندما كانوا يهربون أسفل الزقاق. |
Ama ağladıkları zaman. hiç kimse onları yataklarından almazmış. | Open Subtitles | لكن لم يقُم أى شخص بمُحاولة رفعهم وتدليلهم عندما كانوا يبكون |
Biri bana dedi ki -- Sekiz yaşındaydım -- bu kaplarla işleri bittiğinde, onları yıkayıp arkada tutuyorlarmış ve eğer istersen sana bir tanesini veriyorlarmış. | TED | وأخبرني شخص ما، كنت حينها في الخامسة من العمر، أخبرني أنهم عندما كانوا يفرغون من علب الكرتون، كانوا يغسلونها ويحتفظون بها خلف المتجر، وإذا طلبت أحداها سيعطوك واحدة. |
onları toplarlarken, demek istiyorsun. | Open Subtitles | انت تعني عندما كانوا يطاردونهم |
Çocukken onlara kendilerini iyi hissettiren oyuncak sigaralar gerçek sigaraya dönüşüyor ve onları tatmin ediyor. | Open Subtitles | وهم لا يشعرون بما يحاك لهم عندما كانوا أطفالاً ... نفس الطريقة متبعة هنا |
Bir kaç sene önce, bütün o şehir merkezindeki gayrimenkulleri aldıklarında, onları federal ödemeler ve kamulaştırma parası ile takas edeceklerini sanıyordum. | Open Subtitles | ...أتعلم ، منذ سنتين عندما كانوا يبتاعون تلك العقارات ...في وسط المدينة ...كنت أعقد أنهم يشترونها لإعادة بيعها |
Bunu söyleyeceğimi hiç düşünmezdim, delice ancak onları düz tercih ederim. | Open Subtitles | لم أعتقد بأني سأقول ذلك أبداً، هذا جنون... لكني أعتقد بأني فضلتهم... عندما كانوا مسطحين |
Amerika'nın onları işgal etmesinden korktuklarından, | Open Subtitles | عندما كانوا يخشون أن "تغزوهم "الولايات المتحدة |
Mesela, şu bahsettiğim oyuncunun kocası olan Marty onları alıştırma yaparlarken izledi ve sonrasında sabıkalı olan arkadaşım Wally ile şu idman düzeni hakkında konuşuyorlardı. | TED | على سبيل المثال، "مارتي" زوج الممثلة التي حثتكم عنها شاهدهم عندما كانوا يتدربون وبعدها تحدث مع "والي" صديقي الذي كان حبيس عزلته عن تمارين الحمية الغذائية |
Claire ve Mitchell küçükken, anneleriyle onları Disneyland'e götürecektik. | Open Subtitles | عندما كانوا (كلير) و (ميتشل) صغاراً " كنا أنا و إمهم متفقين على أخذهم إلى " ديزني لاند |
- Tehlikedeyken onları uyandırdım... | Open Subtitles | وأيقظتهم عندما كانوا في خطر... . |