Bu burjuva öfkesi, biz birşey yaptığımızda hiç birşey söyleme. | Open Subtitles | هذا الغضب الرجوازي عندما نفعل أي شيء, نقول أي شي |
Yani kötü bir şey yaptığımızda, yapmak istediğimiz için yapıyoruz ya da yapmak zorunda olduğumuz için. | Open Subtitles | لذا, عندما نفعل امور سيءة هذا يعني اننا اردنا فعل تلك الامور السيئة او اضطرينا لفعلها |
Bağışlanmak için dua edelim, çünkü Tanrı yanlış şeyler yaptığımızda bizi affeder ne kadar günah işlersek işleyelim. | Open Subtitles | صلّي ليغفر الله لنا, لأن الله يغفر لنا عندما نفعل شيئاً خاطئاً حتى لو كان شيئاً ببشاعة مافعلناه |
Daha fazlayı salakça yaparsak, basitlik karmaşıklığa döner. Ve bunu uzun bir süre yapabiliriz. | TED | عندما نفعل المزيد بطريقة غبية، البساطة تتحول الى التعقيد. والحقيقة، يمكننا أن نفعل ذلك لمدة طويلة. |
Ve tabi ki, öyle olduğumuzda hayal kırıklığına uğruyoruz. | TED | وبالطبع سوف نصاب جميعنا بخيبة أمل شديدة عندما نفعل |
Çünkü bunu yaptığımız zaman, tıpkı benimki gibi insanların kişisel ihtiyaçları da karşılanabilir. | TED | لأنه عندما نفعل هذا، الاحتياجات الفردية للناس، مثلي أنا، يمكن أن تُلبى. |
Bunu yaptığımızda gerçekten istediğimiz için yaptığımızdan emin olalım. | Open Subtitles | أريد التأكد بأننا عندما نفعل هذا أن نرغب في فعل هذا |
Evet, biliyordum. Bunu her yaptığımızda anlatıyorsun çünkü. | Open Subtitles | أجل، أعرف ذلك لأنك دوماً تخبرني بذلك عندما نفعل هذا. |
Yanlış bir şey yaptığımızda kendimizi bu gözlerden saklanabileceğimize yargılanmayacağımıza inandırmaya ya da... | Open Subtitles | نحن نحاول أن نُقنع أنفسنا أن بإمكاننا الإختباء من تلك الأعين واننا عندما نفعل شيء خاطىء لن نُعاقب |
Ve bir kez yaptığımızda... her istediğimiz parmağımızın ucunda olacak. | Open Subtitles | و عندما نفعل ذلك... سيكون كلّ ما نريده رهن إشارتنا |
Bizi iyi hissettiren eylemleri yaptığımızda bu eylemleri tekrarlamak isteriz. | Open Subtitles | ...عندما نفعل أشياء تجعلنا نشعر أننا بخير نريد فعلها مجدداً... |
28 saniye içinde seni çekeceğiz ve bunu yaptığımızda Daniel'i tutuyor olsan iyi edersin. | Open Subtitles | سنخرجك خلال 28 ثانية ومن الأفضل أن تضم دانيال عندما نفعل |
Basit işler yaptığımızda başımız hiç belaya girmedi. | Open Subtitles | لم نقع بأي متاعب عندما نفعل الامور البسيطة |
Ve bunu yaptığımızda bulduğumuz şey her zaman aynı. | TED | وما نجده عندما نفعل ذلك هو نفسه دائما. |
Ve bunun gibi şeyleri yaptığımızda, 300 milyon kişi bilinçsiz davranışlar gösterdiğinde, tüm bunların toplamı yıkıcı sonuçlara yol açabiliyor. ki bunların olmasını ne isteriz ne de amaçlarız. | TED | و عندما نفعل هذا النوع من الأشياء، عندما 300 مليون شخص يفعلون سلوكيات اللاوعي، سيكون ممكنناً أن يتراكم إلى نتيجة مفجعة لا يريدها أحد، و لم يقصدها أحد. |
Bunu yaptığımızda çok şirin oluyoruz. | Open Subtitles | نحن في غاية الروعة عندما نفعل ذلك |
Bunu yaparsak, bütün bu kat havaya uçar. | Open Subtitles | عندما نفعل ذلك سينفجر ذلك المكان بالكامل |
Gerçi yaparsak kanunları çiğnemiş oluruz. | Open Subtitles | ولكن عندما نفعل ذلك سنكون قد خالفنا القانون |
Ancak gerçek şu ki, cinsel partnerımızı seçme özgürlüğüne sahip olduğumuzda bile, halen yasak olanın gücü tarafından cezbedilmiş görünüyoruz, eğer yapmamamız gerekeni yaparsak, o zaman gerçekten istediğimiz bir şeyi yapıyor hissediyoruz. | TED | ولكن الحقيقة هي أنه يبدو أنه حتى عندما يكون لدينا الحرية في الحصول على شركاء جنسيين آخرين نبقى على ما يبدو تحت إغراء سلطة المحرَّمات عندما نفعل ما لا يفترض بنا فعله ثم نحس كأننا نفعل ما نريده حقّاً |
Fakat ara bir sokağa bir dönüş yaptığımız zaman, beynimiz bu dönüşü 90 derecelik bir açıya ayarlama eğilimindedir. | TED | عندما نفعل هذا، ننعطف في طريق جانبي تميل عقولنا إلى تعديل هذا الانعطاف إلى زاوية قائمة ( 90 درجة) |
Bunu yaptığımız zaman, oluşturduğumuz yeni bir deney çıkıyor ortaya : bir hayvan koyacağız ve koşturacağız -- bu çim örümceği -- deneyde %99 kontak kurabileceği alanlar kaldırıldı. | TED | عندما نفعل ذلك، هنا تجربة جديدة قمنا بها أتينا بحيوان وجعلناه يجري -- عنكبوت العشب هذا -- على سطح 99 في المئة من مساحته مزالة |