İnsanlar sistemli, geniş çapta bir değişim hakkında konuşurken genelde 7 ve 10 yıllık değişime bakarlar. | TED | عندما يتحدث الناس عن تغيير نظامي، واسع النطاق ، فإنهم يتحدثون عن فترات 7 سنوات و 10 سنة. |
Biri benimle konuşurken telefonuma bakıyorum. | TED | أتحقق من هاتفي عندما يتحدث شخصٌ ما معي. |
Çevreciler iktisatçılar ile konuştuklarında, ortaya şizofreniğe benzeyen, bütünüyle uyumsuz bir diyalog çıkıyor. | TED | عندما يتحدث أنصار البيئة مع الاقتصاديين، فإن الأمر يبدو مثل حوار مطبوع بالفصام، وغير متماسك تماماً. |
Vince ile iş konuştuklarında ben çıkıp ağda falan yaptırıyorum. | Open Subtitles | عندما يتحدث فينس فى الأعمال انا أخرج واتركهم لشأنهم |
Yine de düşünmeden edemiyorsunuz: Sadece insanlar benimle konuştuğunda mı varım? | TED | ومع ذلك، لا يمكنك سوى أن تتسألين: هل أنا موجودة فقط عندما يتحدث الناس معي؟ |
Seninle konuştuğu zaman... ... cevapvermedenönce içinden üçe kadar say. İlgi gösterme. | Open Subtitles | الأمر ليس بهذه الصعوبة عندما يتحدث إليك عدي للثلاثة ببالك قبل أن تجيبي |
İnsan konuşunca teselli olur. | Open Subtitles | قد يشعر المرء بالراحة عندما يتحدث فيما يضايقه |
Tavşanla konuşurken yüzündeki ifadeyi gözlemlemek istiyorum. | Open Subtitles | أريد أن ألاحظ التعبير الذى على وجهه عندما يتحدث إلى ذلك الأرنب |
Başka kişiler konuşurken karışmaman gerekiyor. | Open Subtitles | عندما يتحدث الناس لا تقاطعيهم ، هذا ليس من شأنك |
Müfettiş konuşurken sen dinleyeceksin, anlaşıldı mı? | Open Subtitles | عندما يتحدث المفتش عليكم الإنصات, مفهوم؟ |
Müfettiş konuşurken sen dinleyeceksin, anlaşıldı mı? | Open Subtitles | عندما يتحدث المفتش عليكم الإنصات, مفهوم؟ |
Baban seninle konuşurken, dinle onu ve saygılı ol. | Open Subtitles | يجب أن تنصت لوالدك عندما يتحدث لك وأن تظهر الإحترام |
Babalar konuşurken akıllı çocuklar araya girmez. | Open Subtitles | عندما يتحدث الآباء, الأطفال العقلاء من الأفضل أن يصمتوا |
Yahudiler birbirleriyle konuştuklarında, Ukraynalılar ses çıkarmamalarını istiyorlardı.. | Open Subtitles | عندما يتحدث اليهود مع بعضهم كما شرح لنا أراد الاوكرانيون الهدوء |
Günah olan yaptığın değildir, insanlar yüksek sesle yaptığını konuştuklarında doğan skandaldadır. | Open Subtitles | الخطئية ليست في هذا الأمر انها في الفضيحة، عندما يتحدث الناس عنها بصوت عال |
İnsanlar evlilik hakkında konuştuklarında akıllarında olması gereken şey tam olarak budur. | Open Subtitles | عندما يتحدث الناس عن الزواج، هذا بالضبط مايفكرون به. |
Evet, bitkiler hakkında konuştuğunda söylediği herşey doğru. [videoda: Burada dünyanın en büyük çiçeğini görüyoruz] | TED | و عندما يتحدث عن النباتات فإن كل ما يقوله صحيح |
Fakat hayvanlar hakkında konuştuğunda, bitkilerin varolduğuna dair gerçekleri görmezden geliyor. | TED | ولكن عندما يتحدث عن الحيوانات فانه يعمد الى تغير الحقائق الموجودة فيما يتعلق بالنباتات |
Ya tanrıyla konuştuğunda ne dediğini anlamadığı için seni duyamıyorsa. | Open Subtitles | ماذا . ماذا لو أن الرب, عندما يتحدث أليك, لا يمكنك السماع لأنك لا تفهم ما يقول ؟ |
O kadar zor değil. Seninle konuştuğu zaman... ... cevapvermedenönce içinden üçe kadar say. | Open Subtitles | الأمر ليس بهذه الصعوبة عندما يتحدث إليك عدي للثلاثة ببالك قبل أن تجيبي |
Yani o doğru çizgide konuştuğu zaman, biz onun deli olduğunu düşünüyoruz, cesaretle konuşursa, sinirleniyoruz, | Open Subtitles | أعني عندما يتحدث مباشرة نشعر إنه مجنون وإذا تحدث بشجاعة نغضب |
Ona konuştuğu zaman çok üzülüyordu. | Open Subtitles | انه ينزعج بشدة عندما يتحدث اليه. |
Fakat insanlar rüyaları hakkında konuşunca sıkıcı buluyorum. | Open Subtitles | لكن أظن أنه عندما يتحدث الناس عن أحلامهم إنه لشيء ممل |