O gittiğinde ve ben Tong'ları ikna ettiğimde istediğin tüm parayı alacaksın. | Open Subtitles | عندما يذهب وأقود أنا جماعة التونج وأنت ستجني كل المال الذي تريده |
İşe gittiğinde durup da kimseyle konuşmuyor, kimseyi aramıyor. | TED | عندما يذهب للعمل، لا يتوقف للتحدث مع أي كان، لا يتصل بأحد. |
Amerikanlar üniversiteye gittiğinde ve birbiriyle evlendiğinde boşanma oranları çok düşer. | TED | عندما يذهب الاميركيين الى الجامعة و يتزوجون من بعضهم البعض لديهم معدل منخفض في نسبة الطلاق |
onu daima seveceğimi biliyor... bana ihtiyacı olduğu sürece... gittiği zaman onu çok özlüyorum... ama yakınımdayken de hislerimi gösteremem... içimde kalır duygularım... aşkımı gizlemem gerekir... lanet olsun! | Open Subtitles | هو يلم انى سأظل احبه طالما يريدنى افتقده كثيرا عندما يذهب |
Hani ajanlar çift olarak gizli göreve gidince yaptığı konuşma? | Open Subtitles | أنت تعلم، الخطاب الذي تلقيه عندما يذهب العملاء متخفين كزوج. |
Çocuklar tarlalarda yardım etmek için gittiğinde Camma, göz enfeksiyonu olan yaşlı bir kadını ziyaret etmek için karşı köye geçiyor. | TED | عندما يذهب الأطفال للمساعدة في الحقول تتوجه كاما نحو القرية لتزور سيدة عجوز مصابة بإنتان في العين |
Diğerleri gittiğinde yatmaya Biz köle gibi çalışırız, ölesiye. | Open Subtitles | عندما يذهب الآخرون للنوم سنكون عبيد حتى الموت |
Kâhyan Roma'ya gittiğinde onu da gönder. | Open Subtitles | ارسلها إلى روما مع مندوبك المالي عندما يذهب المرة القادمة |
Bir şansımız var. Nöbetçi öbür uca gittiğinde, dışarı çıkabilirsiniz. | Open Subtitles | فرصة واحدة , عندما يذهب الحارس إلى النهاية البعيدة يمكنك تحريك الرجال للخارج |
Tek bir şansımız var. Nöbetçi öteki uca gittiğinde dışarı çıkabilirsiniz. | Open Subtitles | فرصة واحدة , عندما يذهب الحارس إلى النهاية البعيدة يمكنك تحريك الرجال للخارج |
Bos'n, Nakao, Arai ve Ben... adam uyuşturucu almaya gittiğinde saklanma yerine hareket edeceğiz. | Open Subtitles | .. القبطان , ناكاوا , آراي و أنا سنتجه للمخبأ عندما يذهب لهناك بعد الحصول على المخدرات |
Tadını çıkar, çünkü gittiğinde sonsuza dek gider. | Open Subtitles | أريدك أن تعتز بذلك لأنه عندما يذهب.. يذهب للأبد.. |
Joaquin dağa gittiğinde, diğer gözü için endişeleniyorum. | Open Subtitles | عندما يذهب خواكين إلى الجبال أخشى على عينه الأخرى |
Böylece tuvalete gittiğinde yeni dekorasyon gerekmez. | Open Subtitles | اذاً ليس علينا اعادة ترتيب المكان عندما يذهب |
Özellikle de alnında iki bıyıkla operaya gittiğinde. | Open Subtitles | كلا, خصوصاً عندما يذهب إلى الأوبرا و هناك شاربين على جبهته |
Anlaşılan sen L.A.'e gittiğinde en çok ünlüyü görenin kazandığı bir yarışma varmış. | Open Subtitles | من الواضح أن هناك مباراة عندما يذهب المرء إلى لوس أنجلوس و الفائز فيها هو من يقابل الكثير من المشاهير |
Dürüst polisler varoşlara gittiğinde çok korkunç şeyler olur. | Open Subtitles | عندما يذهب الشرطه الشرفاء للمنطقه تحدث أشياء فظيعه |
Senin kalbin, sevdiklerinin uzakta gittiği zaman ağrır. | Open Subtitles | أن الالم يعتصر قلبك عندما يذهب أهلك بعيدا.. اليس كذلك |
Sana kocaman, yağlı bir çek yazdığını söyle. Öyle büyük bir çek olsun ki yüzmeye gittiği zaman üstündeki tişörtü çıkartmasın. | Open Subtitles | اخبرني أنه كتب لك صّك كبير وضخم ، صّك ضخم للغاية بحيث لا يستطيع خلع قميصه عندما يذهب للسباحة |
Bir çift terapiye gittiği zaman, genelde iş bitmiştir. | Open Subtitles | عندما يذهب زوجان لأخذ المشورة عادة تكون هي النهاية |
Çocukları üniversiteye gidince anne babalar da böyle hisediyor olmalı. | Open Subtitles | لابد أن هذا هو شعور الآباء عندما يذهب أطفالهم للجامعة |