Dünyaya geniş açıdan bakınca üzerinde yaşayanları insan olarak görme beceriniz kayboluyor. | TED | لأنه, عندما نبعد العدسة بذلك المقدار, نخسر المقدرة على رؤية الناس كبشر. |
Matematik yapıyoruz derken neyi kastediyoruz ya da insanlara matematik öğretiyoruz derken? | TED | ماذا نعني عندما نقول اننا ندرس الرياضيات او نعلم الطلاب الرياضيات ؟ |
Bağırdım, çünkü yaklaştığımda detayın hiç de orada olmadığını farkettim. | TED | صحت لأنني عندما أقتربت أكثر لم أجد التفاصيل هناك أبدا |
ve resme doğru yürüdükçe orada olmayan detayı görmeyi umuyordum. | TED | و عندما مشيت بإتجاه الصورة توقعت تفاصيل لم تكن هناك |
Tıpkı ağaçların hareket ettiğini gördüğümde, ağaçların hışırtı sesi çıkardığını hayal etmem gibi. | TED | بنفس الطريقة عندما أرى شجرة تتحرك، عندها أتخيل أن الشجرة تصدر صوت الحفيف. |
İlk başta dayanak noktası olarak onları rahat oldukları zaman inceledik. | TED | الحالة الاولى نظرنا إليهم في الحالة الاعتادية عندما كانوا في راحة |
Şu an derisi yüzülmüş... ...bu aslan pençesine bakıyoruz. Bana korkutucu bir şekilde... ...bir insan elini hatırlatıyor. İroniktir ki onların kaderi bizim ellerimizdedir. | TED | وطبعاً عندما ننظر الى كف اسد .. تم سلخه .. يذكرنا ذلك .. بكف الانسان .. وهذا مثير للسخرية .. لان مصيرهم بين أيدينا |
Kişiselleştirilmiş veri ile başlamanız lazım, kişisel bilgi, bir bireye ait, sonra bunu o bireyin yaşantısı ile bağdaştırmanız gerekli. | TED | حسناً .. عندما تخصص المعلومات .. وتخصص النتائج التي تصدر من الافراد انت تقوم بهذه الحالة بربط هذه المعلومات بحياتهم |
Peki ben "sosyal yanımıza dokunuyor" derken ne söylemek istiyorum? | TED | لكن ماذا اعني عندما اقول تضغط على ازرارنا الاجتماعية ؟ |
Dışişleri bakanıyken, benden başka sadece 13 kadın dışişleri bakanı vardı. | TED | عندما كنت وزيرة الخارجية كان هناك فحسب 13 انثى كوزيرات خارجية |
Bütün alaycı kuşlar uçup gittiğinde, son dört gün gibi ses çıkaracaklar. | TED | عندما تطير كل الطيور المحاكية بعيداً، سيصدروا صوتاً مثل الأربع أيام الأخيرة. |
Aslında, düşünüyorum da, sanırım kanserden bir nesne gibi bahsetmek bile hata. | TED | و في واقع الأمر، أظن أننا مخطئون عندما نتكلم عن السرطان كشئ. |
Doğduğumda, hastane odasını inceleyen gözlerimde, diyor annem "Bu mu? Bunu daha önce de yapmıştım." gibisinden bir bakış varmış. | TED | عندما ولدت ، أمي قالت لي أني تطلعت حولي في غرفة المستشفى بنظرة تعبر على أنني كنت هنا من قبل |
Bu sırada savaş devam ediyordu ve babam 15 yaşındayken annesi öldürülmüştü. | TED | واثناء فترة الحرب توفيت والدته عندما كان بلغ ال 15 من عمره |
Burası McMurdo'nun kendisi. Yazın burada bin kadar insan çalışır, ve kışın 200 kadar burası altı ay boyunca tamamen karanlık iken. | TED | هذه ماكموردو نفسها. حوالي ألف شخص يعملون هنا في الصيف، وحوالي 200 في فصل الشتاء عندما تكون مظلمة تماما طيلة ستة أشهر. |
ancak aynı insanlar Aicha'nın oğlunun neden suçlandığını duyduğunda aynı şefkati göstermiyorlardı. | TED | لكن عندما علم الناس ما اتهم به ابنها لم تتلق ذلك التعاطف |
15 yaşımda bir çocuğumu kaybettim ikinci çocuğum 16 yaşımdayken oldu. | TED | خسرت طفل عندما كنت في ال15 و طفل اخر في ال16 |
Ama gerçek şu ki Deanna, eve döndüğümde gidecek hiçbir yerim yok. | TED | ولكن الحقيقة ديانا، عندما عدت لمنزلي، لم يكن لدي مكان أذهب إليه. |
Ama 500 milyon çocuğa birçok defa ulaşıyorsanız -- bir çocuğa ulaşmak 20, 30 sent -- bu pek fazla bir para değil. | TED | و لكن عندما تصل إلى 500 مليون طفل ، عدة مرات 20 ، 30 سنتا لتصل إلى طفل فإنه ليس بالمبلغ الكبير جدا. |
Onun anlattığı da bunun anlattığı da bir bakıma ikna edici. | TED | إنه مقنعٌ نوعاً ما عندما يتحدث وهي مقنعةٌ أيضاً عندما تتحدث. |