Hayatımda bir bebeğe vaktim yok, Jimmy. Sadece bir defalık. | Open Subtitles | لا يوجد عندي وقت في حياتي من اجل طفلة ياجيمي |
Üzgünüm tatlım, ama seninle eve gidecek vaktim yok. | Open Subtitles | آسف عزيزتي، ليس عندي وقت لذهاب إلى البيت معك |
Üzgünüm, ama bunu doğru şekilde yapacak vaktim yok. | Open Subtitles | آسف ، لكن ليس عندي وقت للعمل فى الطريق الصحيح |
Kylie, hava milyar derece oldu. Evcilik oynayacak zamanım yok. | Open Subtitles | كايلي، انها بليون درجة خارجا ليس عندي وقت للعبة البيت |
Bunun için vaktim var mı, bilemiyorum arkadaşlar; | Open Subtitles | لا اعلم اذا كان عندي وقت لهل المواضيع يا رفاق |
Bütün bu yasal zırvalıklar için vaktim yok adamım. | Open Subtitles | لا يوجد عندي وقت لكل المسائل القانونية يا رجل |
Basın ve vefalı seçmenlerim için daima zamanım vardır. | Open Subtitles | عندي وقت دائماً للصحافة وناخبيي الموالين |
Üzgünüm, ama bunu doğru şekilde yapacak vaktim yok. | Open Subtitles | آسف ، لكن ليس عندي وقت للعمل فى الطريق الصحيح |
Bak, biliyorum geçen sene Tom ve Barb Bahamalar'a giderken vaktim yok demiştim. | Open Subtitles | اسمعي ادري السنه الي راحت توم و بارب ورحلتهم الى باهاماس انا قلت ما كان عندي وقت |
Öğleden sonra hiç vaktim yok ve akşam da hava karanlık oluyor. | Open Subtitles | في الزوال ليس عندي وقت, أما بالنسبة للمساء فالظلام حالك. |
- Anca bir mal yapar bunu! - Seninle uğraşacak vaktim yok. | Open Subtitles | ــ كان تصرفاً غبياً ــ ليس عندي وقت لهذا الهرا |
Şu an çalışıyorum ve özel bir dans istemediğin sürece sana ayıracak vaktim yok. | Open Subtitles | صحيح,حسناً,انا اعمل, الا اذا كنت تريد رقصة خاصة, فليس عندي وقت |
20 yıllık aptal bir intikam hikayesine ayıracak zamanım yok. | Open Subtitles | ليس عندي وقت لقصة انتقام ساذجة عمرها عشرون عاماً. |
Burada durup soruları cevaplayacak zamanım yok. | Open Subtitles | أنا ما عندي وقت إلى جناح حول ويجيب أيّ أسئلة. |
Sen çekil. Tartışmak için zamanım yok. | Open Subtitles | النظرة، أنا ما عندي وقت للمحاربة معك، حسنا؟ |
- Baxter, iyi dinle çünkü bunu sadece bir sefer anlatacak vaktim var. | Open Subtitles | -باكستر.. إسمعني جيدا لأن عندي وقت كاف لأقول هذا مرة واحدة فقط |
Basın ve vefalı seçmenlerim için daima zamanım vardır. | Open Subtitles | عندي وقت دائما للصحافة وناخبوني الموالون. |
Hey, benim sınırlı bir zamanım var, ve ben güzergahı ondan daha iyi biliyorum. | Open Subtitles | عندي وقت محدد وأعرف الطريق أفضل منه |
Bak, fazla zamanım yok. | Open Subtitles | انظر، ليس عندي وقت كثير، أنا أبحث عن امرأتين |
Üzgünüm ama oyun oynayacak vaktim yok ve bu kelepçeler de beni durduramaz. | Open Subtitles | نعم ، انا اسف . انا حقا لم يكن عندي وقت للالعاب . وهذه الاصفاد, هم لن يوقفوني. |