Hem bana köşede çok ucuza bir park yeri ayarlayacak. | Open Subtitles | كما أنه سيحجز لي مساحة ركن عند الزاوية بأجر رمزي. |
..ve Harris'in olduğu köşede bir laterna vardı. Laternaları ne kadar sevdiğimi bilirsin. | Open Subtitles | وجدت آلة بيانولا عند الزاوية وأنا أحب البيانولا |
İkinci katta Köşedeki odada kimin kaldığını öğrenebilir miyim? | Open Subtitles | هلا أخبرتينى من يمتلك الغرفة التى فى الطابق الثانى عند الزاوية ؟ تلك الزاوية |
Tamam, 7 numara. Köşedeki ilk oda. | Open Subtitles | حسناً , انها غرفة رقم سبعة هناك عند الزاوية |
Tekrar bakmak için kalktım, ama Köşeyi döndüğümde onu kaybetmiştim. | Open Subtitles | لذا حاولت أن ألقى نظرة ثانية لكننى فقدته عند الزاوية |
Hatta muhtemelen biz köşeye vardığımızda duracak. | Open Subtitles | على الأرجح سيتوقف حينما ننعطف عند الزاوية هيا بنا |
Üç dakika sonra da Köşeden bir müşteri aldım: | Open Subtitles | ثم ألتقطت زبونا بعدها ب 3 دقائق من عند الزاوية |
köşede minibüsüm var. Kapının önüne çekerim. | Open Subtitles | لدى شاحنة عند الزاوية سأحضرها أمام الباب |
Ya köşede arkadaşları ile beraber bekliyorsa? | Open Subtitles | ماذا لو كان ينتظرني عند الزاوية مع صديق له ؟ |
Her gün okula giderken hep bir sonraki köşede olduğunu hayal ettim. | Open Subtitles | في طريقي إلى المدرسة كل يوم تخيلتُ أنكِ عند الزاوية القريبة |
Umurumda değil. köşede dur. | Open Subtitles | لَرُبَّمَا يجب عليّ أن أذهب و أقف عند الزاوية و أشعر بالخجل؟ |
Bir yazı olayının ortasındayım, köşede bir benzin istasyonu var. | Open Subtitles | أنا وسط جلسة كتابية هناك محطة بنزين عند الزاوية |
Bir zamanlar gecenin bir vakti Köşedeki bakkala süt almaya gidebilirdim. | Open Subtitles | انا كنت اتمشي في منتصف الليل في الاسفل عند الزاوية لأخذ بعض الحليب |
Köşedeki restorana gidecektik. Sen de gelsen iyi edersin. | Open Subtitles | سنذهب عند الزاوية, أعتقد بأنه عليك أن تأتي معنا |
Köşedeki restorana gidecektik. Sen de gelsen iyi edersin. | Open Subtitles | سنذهب عند الزاوية, أعتقد بأنه عليك أن تأتي معنا |
Hemen Köşedeki kafedeyim. Siz gelmeye çalışın, ama çabuk olun, yapacak işlerim var. | Open Subtitles | أنا في الحانة عندما تلتف مباشرة عند الزاوية لكني مشغول |
Onu uzun süre takip ettim. Az önce Köşeyi döndü. | Open Subtitles | لقد تتبعته معظم الطريق لقد دار عند الزاوية |
Lakefront motel, Köşeyi dönün iki blok sonra. | Open Subtitles | موتيل ليكفرونت عند الزاوية على بعد بنايتين |
Onları köşeye sıkıştırabilirsin ama onlar terk etmeyecekler, Jerry. | Open Subtitles | يمكنك أن تكدّسهم عند الزاوية ولكنهم لن يرحلوا يا جيري. |
Arka Köşeden itibaren 8 metre 43 santim. | Open Subtitles | سبعة وعشرون قدماً و8 بوصات من عند الزاوية الخلفية |
Saat 5 yönünde, köşe masadaki iki adam. | Open Subtitles | رجلان,الطاوله عند الزاوية بأتجاه الساعه الخامسة |
Devam et Walter. - Dizüstü, geri seken fotonların yapısını okur ve bize köşenin ardında olanların kaba bir resmini verir. | Open Subtitles | ثمّ سيقرأ الحاسوب شكل الفوتونات المُرتدة ويعطينا صورة تقريبية لما يوجد عند الزاوية. |
Harika Cadde, Yıkılıyor Sokağın köşesinde olacağız. | Open Subtitles | ستكون عند الزاوية في الشارع الرائع والشارع المُشجر |
Hukuk fakültesinin köşesindeki o daireyi ve Barney'den aldığımız sandviçleri hatırlıyor musun? | Open Subtitles | اتذكرين ذاك البدين عند الزاوية بمدرسة القانون وتلك الشطائر من عند بارني |