Beni sen terk ettin, Xander. mihrapta. Sana hiç borcum yok. | Open Subtitles | لقد تركتني يا إكساندر , عند المذبح أنا لست مدينة لك بأي شيئ |
Evliliğin ölüm dansı olduğunu ve onu mihrapta bırakmanın acı verici ama etkili bir ayrılık olacağını söyledim. | Open Subtitles | حسنا، قلت نوعا ما أن الزواج كرقصة الموت وأن التخلي عنه عند المذبح |
Bunu neden mihrapta beni terk ettiğinde mahrum bıraktığın ev arama olarak düşünmüyorsun. | Open Subtitles | لما لا تعتبره بحث عن منازل وحسب والذي حرمتني منه حين هجرتني عند المذبح ؟ |
Birini düğün günü terk edersen not bırakırsın. | Open Subtitles | عندما تتركي شخص عند المذبح يجب دائماً ان تتركي مُذكرة |
Kendine uygun bir eş bulmaya düğünde terk edildiğin günden yakın değilsin. | Open Subtitles | لم تكوني قريبة ابداً من إيجاد رجل مناسب منذ ذلك اليوم عندما تُركتي عند المذبح |
...mihrabın önünde bekaretimle kalakaldım. | Open Subtitles | وتُركت عذراء عند المذبح. |
Önden ben gitsem iyi olur mihrapta her şeyin yolunda olduğundan emin olmalıyım. | Open Subtitles | أحتاج ان أتقدم للأمام وأتأكد من أن كل شيء على ما يرام عند المذبح |
Sen beni terk ettin, Xander. Hem de mihrapta! | Open Subtitles | لقد تركتني يا أكساندر , عند المذبح |
Yani, mihrapta terkedilen kişi bendim. | Open Subtitles | أقصد , انا من تم هجرها عند المذبح |
Çoğu erkek mihrapta baygınlık geçirir. | Open Subtitles | يفقد العديد من الرجال وعيهم عند المذبح |
Unutma, geçitten aşağı 55 adım ve mihrapta üç adım yukarı. | Open Subtitles | فتذكّر: 55 خطوةً في الممرّ... وثلاث درجات للصعود عند المذبح |
Şey, seni mihrapta terk etti. | Open Subtitles | هو من ترككِ عند المذبح |
Ya da beni mihrapta terk eden birileri vardı. | Open Subtitles | ورجل هجرني عند المذبح |
Biz de seninle mihrapta görüşürüz. | Open Subtitles | وأنا أراكِ عند المذبح. |
Nişanlısı An Bai tarafından, babasıyla Washington'da yaşamaya gittiği için mihrapta terk edildikten sonra intihar ettiği yazıyor. | Open Subtitles | تقول المقالة بأنه إنتحر بعد أن تم هجره عند المذبح (من قبل خطيبته (آن باي و التي هاجرت بعدها لتعيش مع والدها في واشنطن |
George Tucker, beni mihrapta terk ettin. | Open Subtitles | (جورج تاكر) لقد تركتني عند المذبح |
George seni mihrapta terk etti. | Open Subtitles | جورج ) تركِ عند المذبح |
Ah, canım. düğün günü terk edilmişsin. | Open Subtitles | عزيزتي , كٌنتِ قد تٌركتٍ للتو عند المذبح |
- George'un Zoe'yi sevdiği için Lemon'u düğün günü terk etmesi, BlueBell tarihindeki en dramatik gündü. | Open Subtitles | ذلك اليوم عندما ترك جورج ليمون عند المذبح لانه كان يحب زوي بالسر كان الاكثر في تاريخ بلوبيل |
Çünkü düğün gerçekleşmemiş olsa bile beni düğün günü terk etmeyen bir şey var. | Open Subtitles | لأنه، علي الرغم من أن الزفاف لم يتم، هناك شيء وحيد لم يتركني عند المذبح وتلك هي اخلاقي |
- Benim nişanlım, beni düğünde terk etti. | Open Subtitles | تركني خطيبي عند المذبح |
Hodgins'le beraber düğünden kaçtığımızda... seni ve Booth'u birlikte mihrabın önünde bıraktık. | Open Subtitles | لأنّه عندما هربنا أنا و(هودجينز) من حفل زفافنا تركناكِ أنتِ و(بوث) تقفان عند المذبح |