Hiçbir kadının, şiddet içeren bir durumu durdurmaya çalışmak zorunda kalmasını istemiyorum. | TED | لا أريد أن تضطر أية امرأة إلى تقليل حدة أي حالة عنف. |
Haytım boyunca, Mike. Hayatım boyunca böyle şiddet dolu şeyler yaşamadım. | Open Subtitles | طوال حياتي، مايك طوال حياتي لم يكن هناك لحظة عنف واحدة |
Nadir görülür ama uyku bağlantılı düzinelerce şiddet vakası buna bağlanır. | Open Subtitles | بالرغم من أن نادر، العشرات الحالات عنف متعلّق بنوم نسب إليه. |
Bu yüzden erkekler için mücadele nadir de olsa fiziksel şiddete dönüşür. | Open Subtitles | لذا التنافس من أجل التزواج يؤدي في أغلب الأحيان إلى عنف جسدي. |
Gün geçtikçe deliliğinin şiddeti ve vahşi davranışları daha da arttı. | Open Subtitles | مرضٌ أخذ بالنمو في عنف و بذاءة بوتيرة سريعة و متزايدة. |
Bir şeyle suçla, yeter ki şiddetli olsun. | Open Subtitles | توجه الى قضية اغتصاب اخرى. اي جريمة مادام هنالك عنف |
Bu tipik bir aile içi şiddet durumu gibi görünüyor. | Open Subtitles | إذاً ، أين كنا ؟ يبدوا أنها قضية عنف أسري |
Vücutlarında ne bir şiddet nede bir zorlama izi var. | Open Subtitles | لا توجد علامات عنف على الجثة ولا علامات على الاكراه |
Yaşlı, belki de emekli olmuş, şiddet geçmişi olan birini arıyoruz. | Open Subtitles | قد نبحث عن شخص قديم ربما متقاعد شخص صاحب تاريخ عنف |
Bu olay tam olarak bir yerel şiddet vakası da değil. | Open Subtitles | طبعا لا، ولكن هذه ليست قضية عنف أسري على نحو صحيح |
Aşırı dindarlığa ve cihat için şiddet kullanmaya karşı çıkıyor. | Open Subtitles | موقفه ضد التطرف الديني و عنف الجهاديين يمثل حقًا معتقدات |
Ve umarım bir gün ordular terhis edilip insanlık şiddet ve baskı olmadan beraber yaşamanın bir yolunu bulabilir. | TED | وأتمنى ذات يوم ان نتخلى عن حاجتنا لوجود الجيوش وان يتمكن البشر من العيش سوية دون عنف و دون قمع |
Herhangi bir aile içi şiddet ilişkisinde ilk aşamanın, kurbanı baştan çıkarmak ve büyülemek olduğunu bilmiyordum. | TED | لم أكن أعلم أن أول مرحلة في أي علاقة عنف أسري هي أن تغري وتفتن الضحية. |
şiddet için, savaş için, zulüm için, istismar için minnettar olamayız. | TED | لا يمكن أن نكون ممتنين عند وقوع عنف أو اندلاع الحروب، أو من أجل الظلم، أو الاستغلال. |
Bayanlar ve baylar, Eğer insanlık tarihine bir göz atarsak, Kadınların tarihinin bir adaletsizlik eşitsizlik, şiddet ve sömürü tarihi olduğunu | TED | سيداتي وسادتي إذا نظرنا لتاريخ البشرية، قصة النساء هي قصة ظلم، عدم مساواة، عنف واستغلال. |
Sonunda bir fiziksel şiddet uygulamadan gitti. Ama kanunları çiğnediğimiz bilgisi onun bizi korkutmasına yetti. | TED | في النهاية غادر دون وقوع أي عنف جسدي، لكن معرفته أننا نخرق القانون خولته أن يهددنا. |
Ve ne oluyor biliyor musunuz? Hizmet verdiğim topluluklar, her hafta silahlı şiddete ve mahkumiyetlere bağlı insan kaybediyorlar. | TED | وما كان يحدث في المجتمعات التي كنت أخدمها حيث كنا نخسر الناس إسبوعياً بسبب عنف السلاح والسجن الجماعي. |
Siyahi kadınlara karşı polis şiddeti tamamıyla gerçek. | TED | عنف الشرطة تجاه النساء ذوات البشرة السوداء حقيقي تمامًا. |
Terörist girişimler, şiddetli politik tiyatrolar en başından beri bu ülkede sosyal muhalefetin bir parçası oldular. | Open Subtitles | أعمال إرهابية عنف سياسي إنها جزء من مجتمعنا منذ نشأته ولكن لماذا؟ |
Dar bir yoldan yürüyüşümüze devam ederken o kamyonlardan birkaçı dibimize öyle bir geldi ki egzozlarından asıl şiddetin ürkütücü sesi geliyordu. | TED | وفيما كنا نمشي في هذا الطريق الضيّق، اقتربت بضع شاحنات منا، ومن عوادمها خرج شبح عنف العصابات. |
Uyuşturucu suçu, hırsızlık, tehdit, saldırı ve soygun yüzünden üç yıl yatmışsın. | Open Subtitles | جرائم مخدرات, سرقة, تهديد, عنف و سرقة كلفتك 3 سنوات سجناً |
şiddetten arınmış bir yere gidersek hiç de tehlikeli olmaz. | Open Subtitles | ليس إذا ذهبنا إلي مكان أمن تماماً من أي عنف |
Çocuk, sarhoş bir aile ferdinin şiddetine mi maruz kaldı? | Open Subtitles | هل تورط الطفل في عنف مع أحد أفراد العائلة السكاري؟ |
Yırtıcılar, açlık, hastalık yanlış hesaplamalar, uzun kışlar kuraklık, sel ve vahşet. | Open Subtitles | المفترسون, الجوع, الأمراض, سوء التقدير, شتاءات طويلة جفاف, فيضان و عنف. |
En iyi şiddet insanın kendisine uyguladığı şiddettir. | Open Subtitles | لا يوجد عنف أفضل من العنف الذي يؤذي نفسه |
Sağ ol. John Smith'in vahşice bir suçtan sonra kefaletle çıktığına 20 dolarına bahse girerim. | Open Subtitles | أراهنك بـ 20 دولار أنه تخلف عن كفالة في جريمة عنف |
Üniversiteler uyuşmazlığın çözümü ile ilgili kurslar düzenlemeyi deniyor... ...ve devletler sınırlardaki çatışmayı durdurmaya çalışıyor. Etrafımız şiddetle çevrili, bu yol verdin vermedin kavgası olsun... ...ya da aile içi şiddet... ...veya bu bir öğrenci ödevini yapmadı diye... ...öğretmenin öğrenciyi dövmesi ve öldürmesi olabilir, bu heryerde. | TED | والجامعات تحاول بمناهج كثيرة ان تحل هذه النزاعات السياسية والحكومات تحاول بكل جهد ان توقف الاشتباكات على الحدود بين الاطراف ونحن محاطون جدا بذلك العنف .. سواء كان ذلك في الشارع او في المنزل كعنف أُسري او حتى لدرجة ان يصل الى عنف مدرسي بحيث يضرب الطالب حتى الموت لتخلفه عن واجبه المدرسي |
Ve sonunda aydınlandım: silah şiddetini bitirme hayali olan bizim gibi insanlar için ne muazzam bir ilham. | TED | وفي نهاية المطاف، إتضح لي، هذا الإلهام الهائل بالنسبة لنا من يرغبون في إنهاء عنف الأسلحة النارية. |