Diğer türlü bir insan sandalyede oturduğunu sanıp boynunu kırabilir. | Open Subtitles | وإلا يستطيع أي شخص أن يجلس على كرسي ويكسر عنقه. |
Taksi konusunda uyarsaydım banyo yaparken kayıp düşecek ve boynunu kıracaktı. | Open Subtitles | لو حذّرته من سيّارة الأجرة سيسقط في الحمّام و يكسر عنقه |
boynuna t-shirt doladım, ve onu boğdum çünkü bu benim işim. | Open Subtitles | ووضعت القميص حول عنقه وقمت بخنقه لإن ذلك ما اقوم بفعله |
Bay Fanning'in usturasını alıp boğazını kesmek için! | Open Subtitles | نعم ، يستعير موس الحلاّق السيد فايننغ ثم يقطع عنقه |
Buranın dışında, boynunda sikik bir dövmesi olan sarkmış memeli birinden farkın yok. | Open Subtitles | خارج هذا المكان, انت مملة كقلم رصاص قديم بثدي مترهل ووشم على عنقه |
Ve bütün bu yaralar oluşmadan önce Boynu zaten kırıkmış. | Open Subtitles | و، قبل أن تظهر كل هذه الجروح لقد دقَ عنقه |
Bu orospu çocuğunu boynundan sürükleyecek... ve parayı alman için sana yalvartacağım. | Open Subtitles | أنا سأسحب هذا المتعجرف من عنقه وسأجعله يتوسل لكي لكي تقبلي بالنقود |
Beyni Boynundaki ağrıyı hissedince bunu açıklamak için rüyayı yarattı. | Open Subtitles | دماغه شعر بالألم على عنقه و خلق الحلم ليقوم بتفسيره |
Doktor uyuşturucular yüzünden vücudunun gevşediğini ve bu yüzden boynunun kırılmadığını söyledi. | Open Subtitles | الطبيب قال ان المخدرات جعلت جسمه مرن قليلآ لحمايته من كسر عنقه |
Bir keresinde annem bana saldıran horozun boynunu kırıp akşam yemeği yapmıştı. | Open Subtitles | مرة واحدة هاجمني الديك و أمي عصرت عنقه وكان لدينا على العشاء |
Büyükbabam Kore Savaşı'nda bir denizci olarak hizmet verirken, bir kurşun onun boynunu deldi ve ağlayamayacak bir hâle getirdi. | TED | بينما كان جدي يخدم كجندي بحرية في الحرب الكورية، اخترقت رصاصة عنقه وجعلته عاجز عن الصراخ. |
Uyurgezere bağırmazsın. Düşüp boynunu kırabilir. | Open Subtitles | لأنه لا ينبغي أن تصرخ في شخص يمشي في نومه فقد يسقط و يكسر عنقه. |
Bu gerzek herifle tanışıp bu onu öldürene kadar dilini boynuna dolamak istiyorum. | Open Subtitles | أريد أن اقابل هذا اللعين و الف لسانه حول عنقه , حتى تقتله |
- Lanet olsun. boynuna bak. - Sanırım gitti. | Open Subtitles | لتلقي نظره على عنقه , واستدعي المسعف يبدو لي بان امره مفروغ منه |
boğazını da kesen bıçak kullanılmış gibi. | Open Subtitles | يبدوا بأنه مزق بنفس الشفرة التي قطعت عنقه |
Domuzlardan birini yakalayıp boğazını kesebilmem için, en az üç kişinin, annenin dikkatini dağıtması gerek. | Open Subtitles | لذا يلزم على الٔأقل ثلاثة منا لٕإلهائها لوقت كافٍ ريثما أطوّق أحد الجراء وأمسك به وأغر عنقه |
Vikingle onu bir bebekken kaçırdıklarında boynunda asılı olduğunu söyledi. | Open Subtitles | قال أنها كانت مربوطه حول عنقه عندما اسره الفايكنج عندما كان طفلا |
Her bir kulağının üzerinde bir dilim pastırma varmış kravat yerine boynunda 2.5 metrelik bir yılan asılıymış. | Open Subtitles | فوق كل أُذن من أذنيه ، توجد قطعة من لحم الخنزير و حول عنقه ثعبان بطول ثمانية أقدام كربطة عنق |
- Bu, bataklıkta yaşamıyor. - Bunun Boynu 7-8 metre gibi. | Open Subtitles | ـ إنه لا يعيش فى مستنقع ـ عنقه طويل يمتد ل7 أو 8 أمتار' أليس كذلك |
Ancak tiyatronun orda ona yetiştiğimde... çoktan ölmüştü.... Boynu kırılmış. | Open Subtitles | و لكن بمجرد ان وصلت اليه كان ميتا بالفعل و كانت عنقه مكسورة , و بعدها تفجر الموقف |
Dwight'ı şehre kadar takip ettin ve onu fıskiyenin orada boynundan bıçakladın. | Open Subtitles | لقد تبعت دوايت إلى المدينة وطعنته في عنقه عند النافورة أهاذا صحيح؟ |
Bir, Boynundaki berbat yaraya bakma. | Open Subtitles | أولاً، لا تنظر إلى الندبة الهائلة في عنقه |
Çocuk doğru anda geri çekilmeseydi boynunun arkasından mermiye hedef kendisi olacaktı, Rus değil. | Open Subtitles | إذا لم يتراجع الصبيّ للوراء بهذه اللحظة الدقيقة, لكانت ستصيبه الرصاصة وراء عنقه, وليس بالروسيّ. |
Gol Çizgisini Geçtiğinizden Sonra, Diğer Takımın Maskotunu Yere Atacaksınız Ve Kramponlarınızı boğazına Vuracaksınız. | Open Subtitles | بعدما تتبختر عبر خط المرمى تطرح تميمة الفريق الآخر أرضاً وتدك عنقه |
Failin boyunu, kilosunu Boyun çapını ve duygularını bilmek gerekir. | Open Subtitles | يجب عليك معرفة طول ووزن الشحص المطلوب شنقه مقاس عنقه وما هو شعوره تجاه كل هذا. |
12 yaşındaki bir kız, benden çaldığı bir bıçakla boğazından bıçakladı. | Open Subtitles | فتاة في الـثانية عشرة طـعنته في عنقه بـالسكين الـتي أخذتها مني |
Yanakları kızardı, ensesine kadar kıpkırmızı oldu. | Open Subtitles | و احمرت وجنتاه و صعد اللون إلى عنقه |
Boğazı kesildiği halde kurtulmayı ümit eden insanlar görülmüştür. | Open Subtitles | وأحيانا يستمر الأمل حتي بعد أن تُنحَر عنقه |
Birisi onu ensesinde bir bandajla hastanenin acil girişinde bırakmış. | Open Subtitles | شخص ما تركه في الخارج عند غرفة الطوارئ مع ضمادة على مؤخرة عنقه |
Parmaklarını koparırım! Gırtlağını keserim! | Open Subtitles | كنتُ لأقطع أصابعه, و أقطع عنقه |