Antik Keltler ve Britanya Adaları Druidleri arasında Yedi Kız Kardeş'in rahatsız edici bir önemi olduğuna inanılırdı. | Open Subtitles | في شعوب الكلت والدرويد القدماء في الجزر البريطانية كان يعتقد أن عنقود الثريا لديه ميزة شبحية |
Dünya'nın her yerinde atalarımız Yedi Kız Kardeş'in gökyüzünde nasıl oluştuğuna dair harika hikayeler anlattılar. | Open Subtitles | في كل أنحاء الأرض روى أسلافنا قصصاً رائعة ليفسروا بها كيف أتى عنقود الثريا الى السماء |
Bakireler ise Yedi Kız Kardeş'teki yıldızlara dönüştüler ve kış ortasında kulenin üzerinde görünür hale geldiler. | Open Subtitles | تحولت الشابات الى نجوم عنقود الثريا ويمكن رؤيتها وهي تتدلى فوق البرج في منتصف الشتاء |
Bir sarmaşıktan koca bir salkım üzüm koparacağım, ve hepsini suratımda ezip üzüm suyunu çenemden akıtacağım. | Open Subtitles | سأحصل على عنقود عنب كبير من الأشجار وسأقوم بعصره فوق وجهي حتى يتساقط العصير من ذقنى |
Bir sarmaşıktan koca bir salkım üzüm koparacağım, ve hepsini suratımda ezip üzüm suyunu çenemden akıtacağım. | Open Subtitles | سأحصل على عنقود عنب كبير من الأشجار وسأقوم بعصره فوق وجهي حتى يتساقط العصير من ذقنى |
Kargaşa bulutları. The nebulae of confusion Dehşetler kümesi. | Open Subtitles | "{\3cHE73C01}،سديم الحيرة و عنقود الخوف" |
Buna hastalık kümesi deniyor. | Open Subtitles | انهم يطلقون عليها عنقود المرض |
Zeus, tanrıların tanrısı, onlar için üzüldü ve bu yedi bakireyi Yedi Kız Kardeş'e çevirdi. | Open Subtitles | زيوس, ملك الألهة, شعر بالأسف عليهم وقام بتحويل هؤلاء السبع فتيات الى عنقود الثريا |
İki salkım üzüm koptu diye o Hüseyin Efendi, sabaha kadar uyumaz. | Open Subtitles | وحسين لن يهنأ له نوم فقط لأنه تم إلتقاط عنقود عنب |