ويكيبيديا

    "عن الشيء" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • şeyi
        
    • şey
        
    • şeyin
        
    - Bu keşifle ilgilidir. - Ama bulduğunuz şeyi mi arıyor olmanız gerekir? Open Subtitles أنها عن الأستكشاف لكن هل يجب عليك أن تبحث عن الشيء الذي وجدته
    Bunca zamandır grubumuzu bir araya getiren şeyi merak ediyordum. Open Subtitles طوال هذا الوقت كنت اتسائل عن الشيء الذي جمع مجموعتنا
    Ayıkken komisyona söylemediğiniz bir şeyi, sarhoşken ona neden söylediniz? Open Subtitles تخبريه عن الشيء وانت سكرانه إذا لماذا لم تخبري اللجنة وانت صاحية؟
    Sadece daha sonra yapacağım korkunç bir şey için yatırım yapıyorum. Open Subtitles فقط أحفظ كفّارة عن الشيء المُريع الذي قد أقوم به مستقبلاً.
    Bu ikisi hakkında çok ilgi çekici bulduğum şey, her ikisinin de aynı şeye bakmasıdır: Her ikisi de çevrelerine karşı bir tepkidir. TED ما قد تجده مثيرا جدا للاهتمام حول هذين حيث أن كلا منهما يعبر عن الشيء نفسه: باستجابتهم للبيئة المحيطة بهم.
    Seni durduran tek şeyin, benim tepki verebilecek olmam olduğunu düşünmeye başladım. Open Subtitles لدي انطباع عن الشيء الذي عقد بعودتكم هو كيف سترون ردة فعلي
    Gerçek bir şeyin yerini tam almaz ama ihtiyacın olduğu zaman hazırdır. Open Subtitles ليست بديلا عن الشيء الحقيقي، لكنها على استعداد ومتاحة عند الحاجة إليها.
    Yani, demek istediğim, onlar seni dövmeden önce... dayak yemene yol açacak şeyi yapmana engel olurdum. Open Subtitles لا, أعني قبل أن يضربوك كنت سأجعلك عن تتوقف عن الشيء الذي كنت تفعله مهما كان والذي جعلهم يضربونك
    Birkaç şeyi deniyor, kendine uyan bir şeyler arıyor. Open Subtitles .إنه يجرب بعض الاشياء للبحث عن الشيء الذي يلائمه
    Yaptığım şeyi asla kimseye anlatmamıştım. Open Subtitles لم أقل لأيّ شخص عن الشيء الذي يمكنني أن أفعله
    Asla sahip olmadığın ve asla sahip olmayacağın şeyi bırakıyorsun: Open Subtitles انت تتنازل عن الشيء الوحيد الذي لا يمكنك ابداً الحصول عليه ولن تحصل عليه ابدً
    Sorun değil. Ne yaptığımı biliyorum. Bu şeyi bu şeyden çıkardığımın farkındayım. Open Subtitles حسنا, أنا أعرف ما أفعله أعلم أن الشيء خارج عن الشيء
    Bu uçan balıklar bunu mümkün kılabilecek tek bir şeyi arıyorlar. Open Subtitles يبحث السمك الطائر عن الشيء الوحيد الذي يحقّق ذلك.
    İkimizin de Osaka'da aynı şeyi aradığımızı biliyorum. Open Subtitles أعلم أنا كنا في أوساكا نبحث عن الشيء نفسه
    Ama bunu sağlamak için elimde kalan tek şeyi de feda etmeliyim. Open Subtitles و لتحقيق تلك الأمنية فإن علي التخلي عن الشيء الصحيح الوحيد
    Buraya, dünyada seni mutlu edebileceğini düşündüğün tek şeyi bulmaya geliyorsun... Open Subtitles ‫تأتي إلى هنا باحثاً عن الشيء الوحيد ‫في العالم ‫الذي تظن أنه سيجعلك سعيداً.
    O an söylediği bu şey benim atladığım şeydi; nasılsa bir noktada, hayatım tekrar normale dönecekti. TED أخبرتني في تلك اللحظة عن الشيء الوحيد الذي غفلت عنه، وهي أن حياتي ستعود لطبيعتها في نقطة ما.
    Ama eskiden Rawls'ın eviymiş. Bir şey aramak için gelmiş. Open Subtitles نعم، لكن راولس يستعمل لعيش هنا و هو يرجع بحث عن الشيء.
    Charlie, aslında yapılacak doğru şeyin ne olduğunu sen de biliyorsun. Open Subtitles تشارلي , انك تعلم في قلبك عن الشيء الصحيح لتفعله
    Ve bu sadece, Büyük Set Resifi'ni bu denli harika yapan şeyin başlangıcı. Open Subtitles وهذه مجرد بداية عن الشيء الذي يجعل الحاجز المرجاني عظيم جدا.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد