Burdaki küçük tablo bu çeşit simetrilerde cebrin nasıl çalıştığını gösteriyor. | TED | يعبر هذا الجدول عن الطريقة التي يعمل بها جبر هذه التماثلات. |
Kırdığın şeyi nasıl tamir ettiğim konusunda, senden özür dilemeyeceğim. | Open Subtitles | أنا لن أعتذر عن الطريقة التي أختارها لأصلّح ما كسرته |
Dikkatimizin nasıl yararlı olacağına dair iç burkan bir örnek. | TED | هناك مثال واضح للغاية عن الطريقة التي ينتهي بها الحال إلى أن يُستهلك الانتباه. |
Halüsinasyonları öğrenmeye devam ederek beynimizin; gördüğümüz, duyduğumuz, kokladığımız, dokunduğumuz dünyayı nasıl algıladığı hakkında çok şey öğreneceğiz. | TED | ومن خلال دراسة الهلوسات، بدأنا نتعلم الكثير عن الطريقة التي يُدرك بها عقلنا العالم الذي نراه ونسمعه ونشمه ونلمسه. |
Kimbilir belki bir gün banyosunu yaparken tam da ağır bir küvet suda nasıl yüzer diye düşünürken ilham geldi. | TED | لربما كان يجلس في الحمام يوماً ما، يتساءل عن الطريقة التي سيطفو بها حوض استحمامٍ ثقيل، عندما أتاه الإلهام. |
Bugün, bunu nasıl ve neden yapabileceğimiz hakkında konuşmak istiyorum. | TED | اليوم أريد أن أتكلم عن الطريقة التي تمكننا أن نفعل هذا، ولماذا. |
Şimdi... eve geri nasıl döneceğimi konuşalım. | Open Subtitles | و الآن لنتكلم عن الطريقة التي سأرجع بها إلى البيت |
Şimdi... eve geri nasıl döneceğimi konuşalım. | Open Subtitles | و الآن لنتكلم عن الطريقة التي سأرجع بها إلى البيت |
Çetedekilerin bunu nasıl yaptığını biliyor musun? | Open Subtitles | هل لديك أي فكرة عن الطريقة التي يتبعها رجال العصابات؟ |
Ben, ben, diğerlerinin bizi nasıl gördüğünden ve oynadığımızdan bahsediyorum. | Open Subtitles | انا اتحدث عن الطريقة التي يرانا بها الاخرين و كيف يمكن ان نلعب |
Birçoğumuz "Parasız pulsuz nasıl yaşayacağız?" diye soruyorduk. | Open Subtitles | تساءل الكثير منا عن الطريقة التي سنعيش فيها؟ |
Belki de senin nasıl öpüştüğün hakkında konuşmak istiyorumdur? | Open Subtitles | ربما أود أتحدث عن الطريقة التي تقبلين بها |
Ama birinin nasıl İşaretli yapıldığını bile bilmiyoruz... o şeyleri birinin içinden nasıl çıkartacağımızı nereden bilelim. | Open Subtitles | نحن حتى لا نعرف كيف يجعلون شخص ما من : الملحوظين ناهيك عن الطريقة التي يمكن بها إخراج واحد من هذه الأشياء من شخص ما |
nasıl o hale geldiklerini araştırmaya başlarsan canlanıyorlar. | Open Subtitles | عندما تبحث عن الطريقة التي وصلوا بها إلى هنا يعودون إلى الحياة |
İkimizin bunu yapabilmesi için önce nasıl düzgünce bir konuşma yapılacağını oturup konuşmamız gerekir. | Open Subtitles | لنقوم بهذا أنا وأنت، فيجب أن نتحدث أولاً عن الطريقة الملائمة لإجراء الحوار. |
Lider doğmuş biri. Yalnız burada nasıl yaşayacağımız konusunda hep ayrı taraflarda durmuşuzdur. | Open Subtitles | لكن لطالما اختلفتْ أفكارنا عن الطريقة لنكيّفَ وجودنا هنا |
Bizi buradan nasıl çıkaracağını konuşmamız gerekmiyor mu? | Open Subtitles | ألا يفترض بنا أن نتكلم عن الطريقة التي تجلعنا نخرج من هنا ؟ |
Bazı zamanlar düşük IQ'un yüzünden vücudunu nasıl kullandığını gerçekten merak ediyorum. | Open Subtitles | في بعض الاحيان اتساءل عن الطريقة التي تستخدمين فيها جسدك بسبب معدل ذكائك المنخفض |
Yıllar geçtikten sonra bile bu çocuklar onları nasıl Sondheim-laştırdığımı konuşacak. | Open Subtitles | بعد سنين من الآن ، أحد الأطفال سوف يتكلم عن الطريقة التي تعلمها منّي في التأليف المسرحي |
nasıl olduğu umurunda değildi, her şeyi yapabileceğini söyledi. | Open Subtitles | قالت انها لاتكترث عن الطريقة تريد فعل اي شيء |