Size bir örnek daha vermek istiyorum, çünkü az da olsa sıtma'dan bahsettik. | TED | و أود أن أضرب لكم فقط مثال آخر, لأننا تحدثنا قليلاً عن الملاريا. |
Hindistan'daki akrabalarıma sıtma hakkında bir kitap yazdığımı söylediğimde bana sanki siğil kadar basit bir şeyle ilgili bir kitap yazıyormuşum gibi baktılar. | TED | فعندما أخبرتُ أقاربي في الهند أنني بصدد تأليف كتابٍ عن الملاريا كنتُ في نظرهم كمن يؤلف كتابًا عن الثآليل |
Bu, sıtma parazitlerini tespit etmemizi sağlıyor. Biraz daha uzun çalıştırırsak, kandaki sıtma parazitlerini tespit edebiliriz. Bunu ancak santrifüj gibi bir şeyle yapabilirsiniz. | TED | فهذا يمكننا من الكشف عن الملاريا عن طريق تدويره لمدة أطول، ويمكننا الكشف عن طفيل الملاريا بالدم الذي يمكننا فصله واكتشافه باستخدام جهاز طرد مركزي. |
diye sorduklarında cevapları 'Bu ölümcül bir hastalık, sıtmadan korkuyoruz' demiyorlar. | TED | لم يتحدث أولئك عن الملاريا كمرضٍ مميتٍ ومخيف |
Kendi fikirlerimizle ortaya çıkmaktan ziyade, günün sonuna kadar sıtmadan bile bahsetmemişti. | TED | لا تأتي بفكرتك الخاصة، لأنها لم تتحدث حتى عن الملاريا حتى قرب النهاية. |
Mesele şu, sıtma hastalığını merak ediyorsanız, sıtma hastalıkları uzmanına danışırsınız. | TED | الفكرة , بالطبع , إنه إذا أردت أن تعرف شيئاً عن الملاريا , فتسأل خبيراً في الملاريا . |