O yalnızca bayıldı. İncik kemiğinden vuruldu. | Open Subtitles | إنـه فقط غـائب عن الوعي لقد أصيب في السـاق |
Şırıngayı enjekte ettikten sonra dört dakika boyunca kendinde olmayacaksın. | Open Subtitles | بعد أن أعطيك هذه الحقنة ستغيبين عن الوعي لأربع دقائق |
Bekaretimi kaybettiğimde kendimde değildim. | Open Subtitles | كنتُ غائبة عن الوعي عندما خسرتُ عذريّتي. |
Kaçmadım ben. baygın halde alınıp götürüldüm. | Open Subtitles | أنا لم أهرب, لقد أخذت كرها وأنا غائبة عن الوعي |
Sonunda Bayılacak olsanız da topa vurmalısınız. | Open Subtitles | إضرب الكرة حتي إذا كنت ستغيب عن الوعي |
Evine gidip adam kendinden geçmişken üstüne oturup göğsüne merhem sürecek misin? | Open Subtitles | وتصعدي فوقه بينما هو غائب عن الوعي وتقومي بدهن المرهم على صدره؟ |
Orada kalsaydım çoktan kendimden geçmiş olurdum. | Open Subtitles | وعلى الأرجح كنت سأكون غائبة عن الوعي كليا الآن لو بقيت هناك. |
Sonra da öz farkındalık veya empati arttırma becerileri hakkında konuşurken yaptığımız bir tür esas uygulama yaparız. | TED | ثم لدينا نوع ما من الممارسة الأساسية التي نقوم به سواء كنا نتحدث عن الوعي الذاتي أو مهارات بناء التعاطف. |
Taşaklarına bir sülük yapıştı, o da bayıldı. | Open Subtitles | لقد علقت دودة على منطقته الحساسة وغاب عن الوعي |
Doktor bayıldı. Biri bu adama yardım etsin. | Open Subtitles | غاب الطبيب عن الوعي هل بالإمكان شخص ما يساعد هذا الرجل؟ |
Doktor bayıldı. Biri bu adama yardım etsin. | Open Subtitles | غاب الطبيب عن الوعي هل بالإمكان شخص ما يساعد هذا الرجل؟ |
- Hasta kendinde değil. Gözbebekleri farklı ve tepkisiz. | Open Subtitles | المريضة غائبة عن الوعي بؤبؤ العين عير منتظم و لا يستجيب |
Tetiği çekmeye zorlandığını ya da öldüğünde kendinde olmadığını gösteren bir morluk ya da iz yok. | Open Subtitles | لا كدمات أو علامات تظهر أنها أجبرت على سحب الزناد أو كانت غائبة عن الوعي عندما ماتت |
Hayır, kendinde değilmiş. | Open Subtitles | كلاّ لقد قال بأنه غاب عن الوعي . لماذا ؟ |
- Bilmiyorum çünkü... - ...o sırada kendimde değildim. | Open Subtitles | لا أعلم لأنني كنت غائب عن الوعي وقتها |
Annen altı-Yedi saat daha baygın kalacak. | Open Subtitles | اسمعيني . أمك ستكون غائبة عن الوعي علي الأقل من ست ساعات لسبع ساعات |
Bir an son derece iyi, bir an baygın. | Open Subtitles | في لحظة ما يكون طبيعياً ثم فجأة .. يغيب عن الوعي |
Bayılacak. | Open Subtitles | سَيَغِيبُ عن الوعي. |
Bayılacak gibi oldum... | Open Subtitles | غبت عن الوعي قليلاً... |
Neyse, sen kendinden geçip, bayılınca kendini bir arkadaşına yardım etmek uğruna öldürebileceğini farkettim. | Open Subtitles | على كل حال عندما غبت عن الوعي ادركت انك تقتل نفسك لتساعد صديقتك |
O enjeksiyondan sonra kendinden geçti. O zaten uyku hapı almıştı. | Open Subtitles | لقد كانت غائبة عن الوعي حين تمّ حقنها و قد تناولت حبوب منومة قبل ذلك |
Sadece kendimden geçmiştim.. | Open Subtitles | لم يكُن ذلك في تجربة اقتراب من الموت بل في مرة غبت عن الوعي فيها |
"öz farkındalık"tan doğan bütün paradokslarla ilintilidir. | Open Subtitles | لكن بكل التناقضات الناشئة عن الوعي الذاتي. |