Gözünün önündekini neden göremiyorsun, Lex? | Open Subtitles | لماذا تعجز عن رؤية ما هو واضح أمام ناظريك يا ليكس |
Polis olmadığı fikrine o kadar takılmışsın ki olduğu kişiyi göremiyorsun. | Open Subtitles | أنتَ متشبث للغاية بفكرة أنّه ليس شرطياً لدرجة أنكَ تعجز عن رؤية حقيقته |
Evet. Derek nazikçe senden Aiden'la görüşmeyi kesmeni istiyor. | Open Subtitles | أجل، "ديريك" يطلب منك بكل أدب أن تتوقفى عن رؤية "إيدين" |
Fakat tüm parçalar birleştiğinde ortaya çıkan resmi görememişti. | Open Subtitles | لكنّه عجز عن رؤية كيف تتراكب كافة القطع... وما تشكّله |
Hepsi Shinichi yaşlarında çocuklarla adamlar gördüklerini söylediler. | Open Subtitles | كل البلاغات تتحدث عن رؤية رجل مع صبي بعمر شينجي |
Sorun ise o çıktığında, seninle görüşmeyi kesmeliyiz. | Open Subtitles | المشكل الوحيد أنه حـالمـا يرحل، سنتوقف عن رؤية بعضنــا. |
Bu adamları kablonun başında testereyle gördüğünüzde İnternet'i sadece bir bulut olarak görmeyi bırakıyorsunuz. | TED | فعندما ترون هؤلاء الأشخاص متوجهين نحو الكابل حاملين آلة منشار المعادن، تتوقف عن رؤية الإنترنت كسحابة. |
Kafanda siyah bir torba varken ormanda pek bir şey göremiyorsun. | Open Subtitles | تعجز عن رؤية ما يكفي من الأحراج .ما دامت رأسك مغطَّاة بكيس أسودَ |
Nelerle karşı karşıya olduğunu hiç bilmiyorsun. Olayın bütününü göremiyorsun ama ben görebiliyorum! | Open Subtitles | تجهلين تمامًا ما تواجهين، إنّك عاجزة عن رؤية الصورة الأشمَل |
Baba, artık yaslanıyorsun, hala geçmişte kaldın, geleceği göremiyorsun. | Open Subtitles | إنّك تشيب يا أبتِ، إنّك عالقٌ في الماضي، إنّك تعجز عن رؤية المستقبل. |
Heryerde düşmanlar görüyorsun, ama seni gerçekten düşünen insanları göremiyorsun. | Open Subtitles | ترين الأعداء في كلّ مكان، لكنّكِ تعجزين عن رؤية من يهتمّون لأمركِ حقاً! |
Biz de Rachel'la görüşmeyi bırakmayacağız. | Open Subtitles | ولن نتوقف عن رؤية رايتشل |
- Noah'la görüşmeyi keseceksin. | Open Subtitles | - - انت ذاهب الى التوقف عن رؤية نوح. |
Talimatlarıma itaat ederek Madam Schirmer'la görüşmeyi kesti. | Open Subtitles | وفق تعليماتي، توقفت عن رؤية مدام (شيرمر) |
Fakat tüm parçalar birleştiğinde ortaya çıkan resmi görememişti. | Open Subtitles | لكنّه عجز عن رؤية كيف تتراكب كافة القطع... وما تشكّله |
Tüm hastalarım aynı baykuşu gördüklerini söylediler. | Open Subtitles | جميع المرضى قاموا بالإبلاغ عن رؤية نفس البومة |
22 tanık bir çeşit robot bacağı olan bir adamın, John Connor olarak tanımlanan bir çocuğu öldürmeye çalıştığını gördüklerini söylediler. | Open Subtitles | 22شاهداً أبلغوا عن رؤية رجل ذا ساق آليّة ما، محاولاً قتل صبيّ، تمّ تحديد هويّته لاحقاً بــ (جون كونر) |
Yani görüşmeyi kesmeliyiz. | Open Subtitles | أعني نحتاج ان نتوقف عن رؤية بعضنا |
Üçüncü rahip uyuşmazlıklarını algısal bir mesele olarak tanımlıyor - her iki rahip de büyük resmi görmeyi başaramamışlardır. | TED | يصف الراهب الثالث نزاعهما بأنه نزاع إدراكي يعجز كلا الراهبان المتجادلان عن رؤية الصورة الكبرى. |