Ve şu anda bu yıl itibariyle, Nijerya ve Kenya'da faaliyet halinde klinikler var. | TED | وحاليا في هذا العام، هناك عيادات تتكاثر في نيجيريا وكينيا. |
klinikler sıtmalı insanlarla dolu. | TED | عيادات مليئة بالمرضى المصابين بالملاريا. |
Tıp hizmetinin olmadığı bu ücra bölgelerde klinik hizmeti veriyoruz. | TED | وكنا ندير عيادات في تلك المناطق النائية والتي كانت تفتقر للتغطية الصحية تماما |
Amerika'ya dönünce seni öfke kontrol kliniğine yazdıralım. | Open Subtitles | عندما نعود الى مدينتنا سنقوم بتشخيص حالتك في إحدى عيادات التحكم بالغضب |
Dünyada yüzlerce acı kliniği türedi. | TED | تشكلت المئات من عيادات الألم في كل أنحاء العالم |
İki sene sonra bir projeye başladık Afrika çölünde gezici sağlık klinikleri tasarımı üzerine, bu sekilde yaygın HIV / AIDS hastalığına cevap verdik. | TED | بعد ذلك بسنتين بدأنا بمشروع تطوير عيادات صحية متنقلة في صحراء أفريقيا تجاوبا مع وباء الإيدز المتفشي. |
Sözler boş, üç farklı kliniğin fazlalıklarına biz bakıyoruz. | Open Subtitles | الأمر يخرج عن السيطرة .. نحن نستقبل المرضى من ثلالث عيادات مختلفة حالياً |
Kızları rehablitasyon kliniklerine işe alıyor. | Open Subtitles | انه يجند فتياته ، عن طريق العمل فى عيادات ريهاب |
Estetik ameliyatlar, her köşede biten klinikler, olmadıkları bir şeye benzemek için son kuruşlarını veren insanlar. | Open Subtitles | عيادات الجراحة التجميلية في كل زاوية الناس تنفق كل ما لديها لكي يبدو في مظهر هُم ليسوا عليه |
Ameliyat yapan klinikler, sigorta şirketlerine, mültecilere yaptıkları operasyonlar için 10-20 bin dolar fatura kesiyorlar. | Open Subtitles | عيادات الجراحة تحاسب شركات التامين ب10 و 20 الف للقطع على المهاجرين |
Eğer sigortan yoksa ücretsiz klinikler de var. | Open Subtitles | هناك عيادات مجانية إذا كان التأمين يمثل مشكلة |
Benim sorunum için klinik olduğunu sanmıyorum. | Open Subtitles | لا أظنّ أنّ هنالك عيادات لعلاج ما أنت مبتلىَ به |
Şehirde 24 saat hizmet veren sadece üç klinik kaldı. | Open Subtitles | انظرا, هناك فقط ثلاثه عيادات تعمل 24 ساعه يوميا تبقوا فى المدينه ,الآن |
Yumurtalarını üreme kliniğine satabilirsin, ya da o sakalını Gülünç Ötesi Müzesine satarsın. | Open Subtitles | لربّما يمكنك بيع خصيتيك إلى عيادات الخصوبة, أو.. بيع تلك اللحية خاصّتك لمتحف السخافة |
Artık cerrahlık yapamayacağım belli. Beni kanser araştırma kliniğine aldılar. | Open Subtitles | لم يعد بإمكاني ان أكون جراحًا كما هو واضح ولكنهم استأجروني للعمل هنا في عيادات السرطان |
Facebook'ta doğum kliniği reklamlarıyla karşılaştıysanız veya benim gibi Hint izdivaç servisi reklamlarıyla, | TED | أو تعثرتن في إعلانات عن عيادات الخصوبة أثناء تصفحكن للفيسبوك. |
Küçük klinikleri ve doktor muayenehanelerini hala kontrol ediyoruz. | Open Subtitles | لازال يبحث عن عيادات صغيرة أو مكتب دكتور |
Sözler boş, üç farklı kliniğin fazlalıklarına biz bakıyoruz. | Open Subtitles | الكلمة خرجت منى . نحن نعالج الزيادة من من ثلاث عيادات مختلفة |
Şimdilik sana tavsiyem, doğum kliniklerine fışkırmayı bırakman. | Open Subtitles | في هذه اللحظه, انصحك بالتوقف عن زيارة عيادات الخصوبة. |
Böylece biz şimdiden 3 eyaletteki bazı seçilmiş kliniklere bunu uygulamaya soktuk, ve siz sonuçları görecek ilk kişilersiniz. | TED | وقد بدأنا بتطبيقها حالياً في 3 محافظات في عيادات تم أختيارها بدقة وأنتم أول من يرى نتائج ذلك |
Saat 8'den sonra, kürtaj kliniklerini araştırmış. | Open Subtitles | فى حوالى الساعة الثامنة, كانت تقوم بالبحث على احدى عيادات الاجهاض |
CODIS'de yok, silahlı kuvvetlerde yok üreme kliniklerinde, az görülen hastalıklar merkezinde yok. | Open Subtitles | ليست موجودة داخل نظام معلومات الحمض النووي أو القوات المسلحة عيادات الإخصاب, قواعد بيانات الأمراض النادرة |
Seni daha çok tedavi amaçlı çekmeye çalıştıklarını düşünmüştüm ama devam et. | Open Subtitles | لقد أعتقدت إنهم قادوك إلى عيادات من نوع غريب نوع ما ولكن أكمل |