Pek çok kızgın seyirci, oyuncuların fazla paragöz olduğunu düşünüyor. | Open Subtitles | بعض المشجعين غاضبين لانهم يشعرون ان اللاعبين اصبحوا جشعين جدا. |
Uyanık hayata bu sorunları dökülme demek oluyor ki, kötü, onları kızgın dönüm. | Open Subtitles | هذا يعني أن مشاكلهم ستأتي إلى حياتهم الصاحية و يصبحوا غاضبين و أشرار |
Hepimiz kafiri öldürmek isteyen kızgın fanatikler değiliz. | TED | فلسنا كلنا متعصبين غاضبين متعطشين لقتل الكفار. |
Bu da, toplumda şu anda bazı fakir beyaz adamların neden bu kadar öfkeli olduğunu anlamama yardımcı oldu. | TED | وقد ساعدني هذا على فهم السبب في أن بعض الرجال الفقراء البيض غاضبين جدًا في هذه اللحظة في المجتمع. |
sinirli ayılar tarafından lime lime edilen 42 ölü çocuk. | Open Subtitles | 42 طفل ، قطعوا إلى أشلاء عن طريق دبين غاضبين |
Sana halen çınar ağaçlarını kestiğin için kızgınlar. | Open Subtitles | حسنا، لبد انهم لا يزالون غاضبين منك لقطع شجر الجمّيز خاصتهم. |
Bazıları kızgın, bazıları ise basit bir açıklama bekliyor. | Open Subtitles | البعض منهم غاضبين البعض الذين يسألون عن تفسير ببساطة |
İnsanlar kızgın olduklarında en zayıf noktalarına düşerler. | Open Subtitles | يكون الناس بأضعف حالاتهم دائماً عندما يكونون غاضبين |
İnsanlar kızgın olduklarında en zayıf noktalarına düşerler. | Open Subtitles | يكون الناس بأضعف حالاتهم دائماً عندما يكونون غاضبين |
Kızgınmışız gibi konuşuyor. Ama kızgın değiliz. | Open Subtitles | لقد جعلت ذلك و كأننا نبدو غاضبين نحن لسنا غاضبين |
Sana kızgın oldukları için arkadaşlarına kızıyorsun. | Open Subtitles | أنكِ غاضبة من أصدقاءك لكونهم غاضبين منكِ |
Yattıklarına ceza ödemiyor, kızgın kocalardan birinden kurşun yemiyor. | Open Subtitles | لا دعاوى تطالب بالنفقة على خليلات سابقات لا إصابات بالرصاص من أزواج غاضبين |
İnsanlar üzgün ve kızgın olduklarında daha garip oluyor. | Open Subtitles | .. يبدو أغرب عندما يصبحوا الناس غاضبين أو حُزانى |
Finans konusundaki cahillik, nesillerdir azınlıkları ve toplumun alt kesimini sakat bırakan bir hastalık gibidir. Ve bunun için öfkeli olmalıyız. | TED | فالجهل بالأمور المالية هو وباء شلّ الأقليات والطبقة الفقيرة في مجتمعنا لأجيال وأجيال، وعلينا أن نكون غاضبين حيال هذا |
Raymond ,evli bir çift yatağa asla öfkeli girmemeli. | Open Subtitles | رايموند المتزوجون يجب ألا يأووا للفراش غاضبين |
Ve sizler sinirli değilseniz, bu odaya ait değilsiniz demektir. | Open Subtitles | وإن لم تكونوا غاضبين أيضًا فمكانكم ليس في هذه الغرفة |
Hepsi de hikayelerini anlattı işler için nitelikli, terfi için nitelikli kazanamadı ve gerçekten sinirli. | TED | وسرد جميعهم قصصهم، مُؤهّلين للوظائف والترقيات، ولكن لم يحظوا بها، كانوا غاضبين حقاً |
Az önce Meksikalı yetkililerle konuştum ve daha önce haberdar etmediğimiz için oldukça kızgınlar. | Open Subtitles | السُلطات المكسيكية غاضبين أننا لم نخبرهم مبكراً |
Üstümüzü başımızı kana buladığın için sana hâlâ kızgınız zaten. | Open Subtitles | مازلنا غاضبين منك لأنك لطختنا بدمائك يا رجل |
Bir şeylere kızmışlar. Sanırım yabancılara karşı pek içten değiller. | Open Subtitles | وهم غاضبين لا يعاملون الغرباء بلطف |
Arkadaşlarım bir içki şirketi için soyunduğuma kızdılar. | Open Subtitles | رفقائي الواعين غاضبين لأني اروج شركة كحول |
Uzun zaman önce Saami halkı ona çok kızmış. | Open Subtitles | منذ زمن بعيد , شعب السامّي كانوا غاضبين منه |
Her şeye çok kızacaklar ama olsun. | Open Subtitles | سوف يكونون غاضبين بشأن كل شيء، |
Gücümüzün yetmeyeceği bir ev ve bizi kızdıracak bir köpek alalım. | Open Subtitles | فلنحصل على منزل لا يمكننا تحمل ثمنه و كلب يجعلنا غاضبين |
Bizimkiler hala çok kızgındı, bu yüzden hafta sonu için bizi büyükbabamın huzurevine bıraktılar. | Open Subtitles | والدينا كانوا غاضبين جدا منا لذلك كان يتوجب علينا قضاء الاسبوع في وكالة ومجتمع جدي الممل للمتقاعدين |
Birkaç öğrenci ailesinin de içinde olduğu kişiler, okul öğrencilerin gitmesini engellemek için daha fazlasını yapmadığından çok öfkeliydi. | TED | والبعض، بما في ذلك بعض عائلات الطلاب، كانوا غاضبين أن المدرسة لم تفعل أكثر من ذلك لمنعهم من المغادرة. |
Her şeyden önce, Mad Men'in dizi olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | أولا , أنا لا أتأثّرُ بشكلٍ مفرط و أتعب بعد مشاهدة (رجال غاضبين). |
İnsanlar çok üzgün, çok sinirliydi Kahire'nin bu kirli taraflarını gösterdiğim için, ve neden ölü eşeği çerçeveden çıkarmamıştım ? | TED | كان الناس غاضبين جداً، ثورة غضب ذلك انني كنت أعرض الجوانب القذرة للقاهرة، ولماذا لم أقص الحمار الميت خارج الإطار؟ |
Onların erkeklerinden biriyle evlendiğinize kızıyorlar. | Open Subtitles | غاضبين لأنكِ تزوجتِ أحد رجالهم. |