Hala web sitesi meselesi yüzünden kızgın değilsin, değil mi? | Open Subtitles | لا زلتَ غاضبٌ بشأنِ أمر الموقع , أليس كذلك ؟ |
Şimdi çok kızgın. İncindi. | Open Subtitles | أجل , و حينئذٍ أخذلناه سويـّاً، لذا ، هو غاضبٌ الآن. |
Sana bunu yapmalarına ve bunu yapış şekillerine kızgınım. | Open Subtitles | على الذي فعلوه بك غاضبٌ على الطريقة التي طردوك بها |
Sırf bana kızgınsın diye bu projeden vaz mı geçeceksin yani? | Open Subtitles | هل ستتخلى حقاً عن هذا المشروع لأنك غاضبٌ مني فقط ؟ |
Annene arkandan iş çevirdiği için kızdın. | Open Subtitles | -أنت غاضبٌ فقط .. لأنها ذهبت من دون علمك. |
Ben yaptım ve babam bu konuda bana karşı çok sinirli. | Open Subtitles | أنا من قمت بذلك، ووالدي غاضبٌ ممّا فعلت |
İşi aldığın için kızgın. | Open Subtitles | ما كان يجدر بي قول ذلك لكِ إنّه غاضبٌ منكِ لقبولك الوظيفة |
Hey. Ona ne kadar kızgın olduğunu biliyor. | Open Subtitles | هي تعرف انكَ غاضبٌ منها كثيراً |
kızgın olduğunuzu biliyorum. Ben de kızgınım. Kestik. | Open Subtitles | أعلم أنكم غاضبين جداً أنا غاضبٌ أيضاً |
kızgın olduğunuzu biliyorum. Ben de kızgınım. | Open Subtitles | أعلم أنّكم غاضبين أنا غاضبٌ أيضاً |
Bence Bin Ladin yayınından sonra eve gittin ve bir dakikalığına, sadece bir dakikalığına bana kızgın olduğunu unuttun. | Open Subtitles | أظن أنك قد عدت لمنزلك بعد النشرة الاخبارية الخاصة ب (بن لادن) ولدقيقة, مجرد دقيقة. نسيت بأنك غاضبٌ مني. |
Ve kasabanın anlaşmayı imzaladığını gördüğüm için kızgınım. | Open Subtitles | و هو غاضبٌ لأنني رأيتُ البلدة توقّع العقد |
Ciddiyim. Sana gerçekten çok kızgınım. Çok ama çok sinirliyim. | Open Subtitles | أنا أعني هذا، فأنا غاضبٌ جداًجداً. |
Arkandan iş çevirdiğim için bana kızgınsın biliyorum, ama özür dilemeyeceğim. | Open Subtitles | أعرفُ بأنكَ غاضبٌ علي لذهابي دونَ علمك، لكنني لن أعتذر. |
- Bana mı kızdın şimdi de? | Open Subtitles | مهلاً , أأنتَ غاضبٌ منيّ الآن؟ |
Birini yumrukladığımda çok sinirli olurum. | Open Subtitles | لما أودّ لكم أحدهم، أكون غاضبٌ جدًّا. |
Orada bir hayaletin olduğuna bile inanmak zorken bir de oyuncağını aldım diye kızdı mı diyorsun? | Open Subtitles | صعبٌ بما فيه الكفاية تصديق أن ثمّة شبحٌ هنا، وتودّني أن أصدّق بأن شبح غاضبٌ لأخذي هذا؟ |
Chicago'ya nüfus kontrol memurluğu yapmaya döndüğün için çok uzun bir süre sana kızdım. | Open Subtitles | لمدة طويلة كنت غاضبٌ عليك لضرب ضابط التحكم بالنسل فى شيكاغو |
Nasil isim ortağı olduğuna sinirlisin, ama bu meseleyi kapatman gerek. | Open Subtitles | أعرفُ بأنكَ غاضبٌ بشأنِ طريقةِ حصوله على الاسم بالباب، لكنني أحتاجُ منكَ بأن تصلحَ ذات البين. |
Asla alamayacağın bir intikam için sonsuz öfkeli bir arayışa mahkumdun. | Open Subtitles | وقتٌ طويلٌ محكوم عليها بالفشل، وبحثٌ غاضبٌ لإنتقام لن تحصل عليه |
Bazen çok yüksek söyledi, sanki kızmış gibi ona. | Open Subtitles | وأحياناً قالها بصوتٍ عالٍ وكأنه غاضبٌ عليه |
Giddy'e matematik sözü verdikten sonra, gidiyor olmana daha çok sinirlendim. | Open Subtitles | أنا غاضبٌ أكثر بشأن رحيلك بعد أن وعدت بتعليم الرياضيات لـ(غيدي) |
Bu kadar kızgınsan, neden geldin? | Open Subtitles | إن كنت غاضبٌ للغاية، لمَ أتيت؟ |
Sana kızgındım, evet şu ana dek konuşma fırsatımız olmadığı için de üzgünüm. | Open Subtitles | أنا كُنت غاضبٌ منك , أجل وأنا آسف حيث أنهُ لم تتُاح لنا الفرصة للحديث عن هذا حتى الآن |
Ne bileyim her şeyi bok ettiğim için herkesin bana kızdığını sanmıştım. | Open Subtitles | ظننت, لا أعلم أني أفسدت الأمر الجميع غاضبٌ علي |