Bu kavga ettiğinizde veya pahalı bir şey istediğinde giymek için. | Open Subtitles | هذه إذا تشاجرتم أو إذا أردت أن يشتري لك شيئاً غالياً |
Ve iyi haber şu ki, bu o kadar da pahalı olmayan bir çözüm yolu ve şatafatlı bir ilaç tedavisi veya yeni teknolojiler de gerektirmiyor | TED | والخبر الجيّد أنه ليس حلاً غالياً بالضرورة، وهو لا يتطلب علاجات طبية باهظة أو تقنيةً جديدة. |
Eğer akıllı bir satıcıysanız, o zaman öyle pahalı bir mal koyarsınız ki kimse onu almaz, çünkü artık karşılaştırınca 33 dolarlık şarap o kadar da pahalı görünmemektedir. | TED | اذا كنت تاجر تجزئة ذكي، عندها، ستضع عرضاً غالياً جداً بحيث لا يستطيع أحد شراءه من على الرف، لأنه فجأة تصبح زجاجة النبيذ ذات 33 دولاراً ليست غالية بالمقارنة. |
Bugün üyelik aidatı 23.95 dolar. Oldukça yüksek bir fiyat. | Open Subtitles | الأجر اليوم هو 23,95 دولاراً و هو غالياً نوعاً ما |
Ve için rahat olsun, asıl suçlu bunu pahalıya ödeyecek. | Open Subtitles | واطمئن، المُجرم الحقيقي سيدفع الثمن غالياً. |
Geçen yıl Haziran ayında bedenini toprağa koymak için taşırken sesimi duyurmak için büyük bir bedel ödediğimin farkına vardım. | TED | عندما حملت جسده بين يدي لدفنه في يونيو من العام الماضي، أدركت أني دفعت الثمن غالياً لأجعل صوتي مسموعًا. |
Onu buraya siz getirdiniz. İhanetin bedelini ödeyeceksiniz sizi yaramaz kediler! | Open Subtitles | أنتم من أحضره إلى هُنا ستدفعون الثمن غالياً على خيانتكم لى |
O eroin çok pahalı olacak, böylece ben ve telefon şirketi gelecek yıllarda bu ülkedeki yegane tekeller olacağız. | Open Subtitles | سيكون ثمن ذلك الهيرويين غالياً للغاية وسأصبح انا وشركة الهاتف المحتكرين الوحيدين في هذه البلاد طيلة عده سنوات |
Böylece beni o pahalı çarşafların üzerinde uçurabilirsin. | Open Subtitles | وبعدها يُمْكِنُك أَنْ تستبيحني ثانيةً على الملاءات التي دَفعَ لأجلها غالياً |
pahalı Havana purosu içiyor ve 10 kıratlık bir elması var. | Open Subtitles | إنه يدخن سيجاراً غالياً و يرتدي ماسة زونها 10 قيراطات |
Onu dinlemek, acısına ortak olmak, ve pahalı bir Pinot içirmek. | Open Subtitles | الأمر منطوي على الإصغاء إليها، وأنّتنعكسعليكَآلامها.. و أنّ تسكب نبيذاً غالياً بحلقها، مّا هذا بحقّ السّماء؟ |
Birini bekleyeceğin zaman, pahalı bir şey sipariş edersin. | Open Subtitles | عندما تنتظرين شخص ما عليك ان تطلبي شيئاً غالياً |
Biraz ucuz yemek... ve çok pahalı, kaliteli iskoç viskisi hazırlatırım. | Open Subtitles | سوف نأكل طعاماً رخيصاً وخمراً غالياً ما رأيك؟ |
pahalı değil ama bence iyi bir fiyatı var. | Open Subtitles | إنه ليس غالياً ولكنني أعتقد أنه له قيمة كبيرة |
Ve öyle ki, çocukken, reçelin kahvaltı soframızdan yok olduğunu gördüm, sonra margarin yok oldu, sonra ekmek çok pahalı oldu, sonra süt karneye bağlandı. | TED | ولذا، كطفلة، رأيت المربى تختفي من مائدة الإفطار، وبعد ذلك أختفى السمن، و ثم أصبح الرغيف غالياً جداً، وبعد ذلك أصبح اللبن بالتقسيط. |
Anladım. Yani zaferin fiyatının çok yüksek olabileceğini söylüyorsun. | Open Subtitles | فهمت، إذاً أنت تقول أن ثمن الإنتصار قد يكون غالياً جداً |
İnan bana hanımefendi, iyi niyetim yüzünden, çok yüksek bir bedel ödeyebilirim. | Open Subtitles | صدقيني سيدتي لأجل حسنِ نيتكِ سأدفع ثمناً غالياً |
Bu ülke İngiliz boyunduruğundan kurtuldu ama bu özgürlük bize pahalıya patladı. | Open Subtitles | .. لقد غادر الإنجليز هذه الأرض . ولكننا دفعنا ثمن هذه الحرية غالياً |
Camii duvarına işediniz hanımefendi. Bu size pahalıya patlayacak. | Open Subtitles | أنتِ تقترفين غلطة، أيّتها العميلة، وستُكلّفكِ ثمناً غالياً. |
Ülken, bize ihanet ettiğin için çok büyük bir bedel ödemek üzere. | Open Subtitles | إن بلادك على وشك أن تدفع ثمناً غالياً للغاية جراء خيانتنا |
Bir tavuk çalmaya çalıştı. Bunun için bedelini ağır ödedi. | Open Subtitles | حاوَلَتْ أن تسرق دجاجة فدَفَعَتْ الثمن غالياً |
Çocukken mezgit balığı alırdık morina çok pahalıydı. | Open Subtitles | عندما كنت طفلاً كنا نشترى سمك البياض كان القرديس غالياً جداً |