Eve gitmek yerine, onun da söylemiş olduğu gibi, bekledi ve geri döndü, ve gizemli telefonu bahane etti. | Open Subtitles | قبل العوده للبيت ذهبت إلي مكان كما قالت .. إنتظرت و عادت و إدعت أن غامضون إتصلوا كعذر للمجيء. |
Siz, gizemli Doğu'nun insanları karma ve ölüm kalım mevzularında çok daha iyisiniz. | Open Subtitles | انتم اناس غامضون تتعاملون بحرص مع الكرمة, الحياة, الموت |
Sürprizlerle, gizemli konuklarla ve Noel eğlenceleriyle dolu. | Open Subtitles | ويحتوي على مفاجئات وضيوف غامضون وضحك. |
Bunu yaratan insanlar da en az kendisi kadar esrarengiz. | Open Subtitles | الشعب الذين صنعوا هذا كانوا غامضون جداً |
Çalıştığım kişiler esrarengiz kişiler. | Open Subtitles | الأشخاص الذين اعمل معهم.. غامضون |
Çalıştığım insanlar esrarengiz kişiler. | Open Subtitles | أولئك من اعمل معهم غامضون |
Ne de peşimize düşen gizemli, takım elbiseli adamlar. | Open Subtitles | ولا رجال غامضون يرتدون حللاً يطاردوننا |
gizemli ve bilgililer. | Open Subtitles | إنهم غامضون وحكيمون وعاملون بجد |
Yahudileri yabancı ve gizemli buluyorum. | Open Subtitles | أجد اليهود غامضون و غريبون |
gizemli olabiliyorlar. | Open Subtitles | - مازال بإمكانهم أن يكونوا غامضون |
Ama gizemli değiliz. | Open Subtitles | ولكن نحن غير غامضون |