Ah hayır. çok üzüldüm, nefesimi kontrol edemiyorum. | Open Subtitles | لا، أنا في غايةِ الحزن، لا يمكنني التقاطُ أنفاسي. |
Bir sonraki uygun gezegen çok uzakta, değil mi? | Open Subtitles | الكوكبُ التالي القابلُ للحياة في غايةِ البعدِ عن هنا، أليس كذلك؟ |
Seni de aramızda görmekten çok mutluyum. Harika bir kaynaksın. | Open Subtitles | أنا في غايةِ السعادة لانضمامكَ إلينا، أنتَ مصدرٌ ممتاز. |
Hâlâ çok acı çekiyor. Neden olduğunu anlayamadım. | Open Subtitles | ما يزال في غايةِ الألم، ولا أعرف السبب |
Bu anılar çok gerçekçi. | Open Subtitles | تبدو هذه الذكرياتُ في غايةِ الواقعيّة. |
Bu sanat eserleri, hepsi çok güzeller. | Open Subtitles | التحفِ الفنيّة هذه... . في غايةِ الجمال. |
Tatlım. çok güzelsin. | Open Subtitles | أنتِ في غايةِ الجمال. |
çok çok özür dilerim. | Open Subtitles | أنا في غايةِ الأسف. |
çok açık konuşmama izin ver. | Open Subtitles | دعيني أكن في غايةِ الوضوح. |
Ben çok üzgünüm. | Open Subtitles | أنا في غايةِ الأسف. |
çok güzelsin. | Open Subtitles | أنتِ في غايةِ الجمال. |
Tyler ile çalışman çok tatmin ediciydi. | Open Subtitles | كان عملكِ مع (تايلر) في غايةِ... الإقناع. |
- Kaybınız için çok üzgünüm. - Öyle mi? | Open Subtitles | -أنا في غايةِ الأسف على خسارتك . |
- Kızınız çok güzelmiş. | Open Subtitles | -إن ابنتكِ في غايةِ الجمال . -أشكرك . |
çok. | Open Subtitles | في غايةِ السوء |
Hayır Debra. çok ciddiyim. | Open Subtitles | -لا يا (ديبرا)، أنا في غايةِ الجدّيّة . |
çok iyisin. | Open Subtitles | -أنتِ في غايةِ اللطافة . |
Tyler çok önemli. | Open Subtitles | (تايلر) في غايةِ الأهمّية. |