Küçük lastik eldivenlerle öğle yemeğini yemene bayılıyorum ve buruştuklarında hayatımda bu güne kadar duyduğum en tatlı sesi çıkartıyorlar. | Open Subtitles | أحب كيف تأكلين غدائكِ مع قفازاتكِ البلاستيكية الصغيرة وصوتها وتصدرين أظرف صوت قد سمعته بحياتي |
Bir öğle yemeğini paket yaptır ve dolabında sakla. | Open Subtitles | أحضري غدائكِ معكِ وضعيه في خزانتكِ |
öğle yemeğini unuttun. | Open Subtitles | لقد نسيتِ طعام غدائكِ. |
İşe geç kaldım. - Öğle tatilin birden uzadı. | Open Subtitles | لا، ساعة غدائكِ فقط أصبحَ لمدة طويلة جداً. |
Lütfen bana, onun, Öğle yemeğin olduğunu söyleme. | Open Subtitles | أرجوكِ، لا تخبريني أن هذا هو غدائكِ |
Anlaşılan bugün Öğle yemeğinde tek takılacaksın. | Open Subtitles | يبدو أنّكِ ستتناولين غدائكِ لوحدكِ هذا اليوم |
Hayır, öğle yemeğini bitiremezsin. | Open Subtitles | لا , لايمكنكِ إنهاء غدائكِ |
Stacey, öğle yemeğini unuttun. | Open Subtitles | (ستيسي), لقد نسيتِ طعام غدائكِ. |
- Gidip öğle yemeğini alayım. | Open Subtitles | -سأذهب لأحضر غدائكِ . |
- Gidip öğle yemeğini alayım. | Open Subtitles | -سأذهب لأحضر غدائكِ . |
öğle yemeğini unutmuşsun. Yapamam. | Open Subtitles | نسيتِ غدائكِ! |
Ayrıca senin Öğle yemek vaktine geliyor. | Open Subtitles | سَيصْبَحُ في ساعة غدائكِ على أية حال. |
Kardeşinin Öğle yemeği hazır. Sen seninkini okuldan alacaksın. - Luke, Alex hadi. | Open Subtitles | غداء أخوكِ هنا أمّا أنتِ فاشتري غدائكِ. |
Donna ile Öğle yemeğin iptal oldu. | Open Subtitles | غدائكِ مع (دونا) إولغي |
Cliff ile Öğle yemeğin nasıIdı? | Open Subtitles | كيف كان غدائكِ مع (كليف)؟ |
Kampüs kantinindeki kahve, Öğle yemeğinde vücuduna girmiş olabilecek bakterileri muhtemelen tamamıyla ortadan kaldırır. | Open Subtitles | القهوة فى عشاء مطعم (كامبوس) كفيلة بقتل أيّ بكتيريا قد استهلكتِها فى غدائكِ |