"غدائنا" - ترجمة من عربي إلى تركي

• yemeğimizi
• Öğle yemeği
• Öğle yemeklerimizi
• Öğlen

Cuma yemeğimizi teyid etmek için arıyorum. Bu konuda çok mu şımarık davranıyorum?
انني اتصل للتأكيد على غدائنا يوم الجمعة هل أنا بالمقدمة جدا حول هذا؟

İlginden dolayı duygulandım, ama sakıncası yoksa, öğle yemeğimizi yemek istiyoruz. Öğle yemeği!
شكراً على أهتمامك , وبعد إذنك نريد أن نتناول غدائنا

Salı Öğle yemeklerimizi yeniden yapmak istedim. Nasılsın?
.لقد أردتُ بأن أعيد إحياءَ عادةِ غدائنا ليومِ الثلاثاء كيفَ حالكِ؟

- Bu bizim Öğlen yemeğimiz. - Evet o haklı. Izgara yapabiliriz.
هذا يكون غدائنا - نعم أنه محق، يمكننا ان نشويها -

Burası güzel. yemeğimizi burada yiyelim.
.المَنظرُ جميلٌ جداً لِنتناول غدائنا هُنا

Birim 47, yoldayız... yemeğimizi bitirince.
وحدة 47 نحن في الطّريق بعد أن ننهي غدائنا

Şimdilik, niçin yemeğimizi yiyip bunu daha sonra konuşmuyoruz?
للوقت الحالي لماذا لا نكمل غدائنا ونتكلم عن هذا في وقت آخر

Ama birisi tüm kartları ele geçirse bile yemeğimizi zehirleyen kişi belli ki hepsini ele geçiremedi gerçekten zarar verebilmeleri için yine de bir düzine engeli aşmak zorundalar.
ولكن حتى لو كان شخص انتزع كل بطاقتنا وأيا كان الذي سمم غدائنا لم تكن لديه لا يزال بحاجة إلى تخطي عشرات العقبات

Kredi kartımdan çek ve de öğle yemeğimizi getir.
-حسناً, ضعها على حساب البطاقة الإئتمانية -و أحضر وجبات غدائنا

yemeğimizi zehir etti biraz ama.
‫فهذا يضع سحابة سوداء فوق غدائنا

Biz yemeğimizi bitirelim.
دعنا ننهى غدائنا

Ne kadar güzel bir yer. Keşke yanımıza yemeğimizi de alsaydık.
يجب أن نحظر غدائنا هنا ونتنزه

yemeğimizi hiç bitiremedik.
حسناً ,نحن لم ننهي غدائنا

Muhtemelen bizim saçma Öğle yemeği alışkanlığımızdan kaynaklanıyor.
ذلك على الأرجح بسبب وجبات غدائنا الطويلة.

Öğle yemeği almaya gidiyorum.
حَسناً، أَنا مِنْ أَنْ أُصبحَ غدائنا.

Öğle yemeklerimizi iptal ettirdin, kurul toplantılarından kaçtın, ...ve şimdi de seni bir gün içinde iki kere görmek için ayrıcalık mı vereyim?
- انت الغيت غدائنا, لم تحضر اجتماع المجلس, والان يشرفني ان اراك مرتين فقط في هذا اليوم؟

Öğle yemeklerimizi hazırladım.
. صنعتُ غدائنا

Paul'e şehir merkezindeki ilk Öğlen yemeğimizden sonra da söyledim.
هذا ما قلته لـ (بول) بعد غدائنا الأوّل وسط المدينة.